Önümüzde o büyük Beyaz Saray'a dürüst bir adamı oturtma fırsatı var. | Open Subtitles | أنا فقط أقول أن هذه فرصتنا لنوصل رجلاً شريفاً إلى البيت الأبيض. |
dürüst bir adamı ipin ucunda görmek! | Open Subtitles | إننا نحب رؤية رجلاً شريفاً يتأرجح من حبل |
Yani dürüst bir adamı alıp yok ettin ve vekilin neredeyse Jonathan Kent'i mahvetti. | Open Subtitles | أخذت رجلاً شريفاً ودمرته وبالمصادفة كدت تدمر جونثان كينت |
Ama böylesine onurlu bir dostunuz olduğu için çok şanslısınız. | Open Subtitles | ولكنكم مباركون لأن لكم صديقاً شريفاً مثلي |
Senin gibi, onun nesini sevdiyse ilk başta onu yok eden şiddet ve nefret dolu bir yaratığa dönüştmek için onurlu olarak varsaydığın başka bir adam mı bulacaksın? | Open Subtitles | إيجاد رجل آخر تعتبرينه شريفاً لتتمكّني من تحويله... لشيء عنيف ومفعم بالكره مثلك، |
Bu öykü en iyi arkadaşı bir şerif tarafından haksızlığa kurban edilen biri hakkında. | Open Subtitles | إنها قصة عن رجل يطارد شريفاً كان يعتدي على صديقه المقرب |
Bazen intikamda da bir onur vardır, Stefan. Sizi başarısızlığa uğratmayacağım. | Open Subtitles | أحياناً يكون الغرض من الإنتقام شريفاً يا (ستيفان).. |
Çok dürüst bir şekilde yetiştiğini görebiliyorum. | Open Subtitles | أتعلم كان من الواضح لي بأنك ستكبر لتصبح رجلاً شريفاً |
dürüst olmak ve sadık olmak için yemin ederek | Open Subtitles | إنها ليست العازبة من اقسم بأن يكون شريفاً ومخلصاً |
Sizi dürüst bir avukat olarak yetiştirmeye çalıştığımı varsayalım. | Open Subtitles | لنقل أنني أدرسك كمحامي لكي تصبح شريفاً |
dürüst olmak kusurlu olmak mıdır? | Open Subtitles | أن تكونَ شريفاً هوَ أن تكون ناقصاً؟ |
Seninle tanışmadan önce dürüst bir adamdım! | Open Subtitles | كنت رجلاً شريفاً قبل أن اقابلك |
Ne diyorsun sen... that because you were honest dürüst olduğun ve diğer polisler gibi parayı almadığın için mi terkettim seni ? | Open Subtitles | لا تحرميني من ابني ...ما تقوله هو لأنك كنت شريفاً |
Bir süreliğine, onurlu bir adamdın. | Open Subtitles | أوتعلم، لفترة، كنتَ رجلاً شريفاً |
onurlu bir adamdı. | Open Subtitles | لقد كان رجلاً شريفاً |
- O, pek onurlu bir adam değil. | Open Subtitles | هو لَيسَ رجلاً شريفاً. |
Eğer onurlu olsaydın belki düşünebilirdim. | Open Subtitles | لو كنت شريفاً.. لفعلتها |
Biliyor musun, hayatım boyunca hiç bu kadar şanslı bir şerif görmemiştim. | Open Subtitles | أنا لم أرى شريفاً محظوظاً الى هذه الدرجة طوال حياتي |
Karen, şerif olmuşsun, tebrik ederim. | Open Subtitles | كارين, تهانينا على انتخابك شريفاً كامل المسؤوية |
Bir şerif olduğunu biliyorlardı. | Open Subtitles | الآخرون يعلمون أنه كان هناك شريفاً على الطائرة. |
Polisler artık sorumluluklarını yerine getirmekten onur duymuyor mu? | Open Subtitles | هل أصبحت شريفاً ماذا حدث؟ |