| Aslında, yerine ortağı ile konuştum. | Open Subtitles | في الواقع، تحدثت إلى شريكه في العمل بديلاً عنه |
| Elle ve ben iş ortağı Hank Bloomberg'le konuşuruz. | Open Subtitles | انا وإل سنتحدث مع شريكه في العمل, هانك بلومبيرغ |
| Nesin sen, duvar tenisi ortağı ya da öyle bir şey mi? | Open Subtitles | ماذا تكون، شريكه في كرة المضرب أو ما شابه؟ |
| - ortağına çok kızmıştı. - Raporu başka kim gördü? | Open Subtitles | أتعلم، لقد بدى غاضبا جدا من شريكه في العمل. |
| Her kuralı çiğneyebilirdi ortağını tehlikede bırakırdı ama yine de o bir kahramandı. | Open Subtitles | بإمكانه كسر كلّ قاعدة، يترك شريكه في خطر، ومع ذلك يكون هو البطل. |
| Hangi erkek arkadaş, erkek ev arkadaşını haftasonu kampına götürür ki? | Open Subtitles | أي نوع من الأصدقاء يأخذ شريكه في السكن للتخييم بعطلة الأسبوع؟ |
| Morgdaki durumuna bakarsak suç ortağı onu aldatmış gibi görünüyor. | Open Subtitles | وحتي بما ان مكان اقامتة الان هيا المشرحه يبدو ان شريكه في الخدعه خانه |
| Onun suç ortağı olduğunu biliyorum. Umurumda değil. | Open Subtitles | أعلم أنك شريكه في الجُرم لكني لا أبالي |
| Ruh Avcıları'ndaki ortağı. Belki bir şey biliyordur. | Open Subtitles | شريكه في "سبيريت تراكيرز"، وأرى لو كان يعرف أيّ شيء. |
| Bu arada ben Kevin, Espo'nun ortağı ve teklifin plan kısmındaki suç ortağı. | Open Subtitles | أنا " كيفن " بالمناسبة شريكه في العمل وكذلك المخطط الشريك للجريمة |
| İhanette suç ortağı. | Open Subtitles | شريكه في الخيانه العظمى. |
| O aptal restoranlardaki ortağı. La Rock. Memon La Rock. | Open Subtitles | شريكه في المطعم لاروك |
| O aptal restoranlardaki ortağı. | Open Subtitles | إنه شريكه في المطعم |
| Seni suç ortağı Lacy'yle tanıştırayım ama ne yazık ki evli bir DİA. | Open Subtitles | أريد أن أعرفك بـ(لاسي) الرائعة شريكه في الجريمة و "ميلف" متزوجة |
| ortağı yolda geliyor. | Open Subtitles | شريكه في الطريق |
| Ayrıca onu yargılanmayacak tanık olarak çağırman ve iş ortağına karşı tanıklık etmesini istemen gerekebilir. | Open Subtitles | قد يكون عليكِ تقديمه كشاهد غير مستهدف ولربما عليه الإدلاء بشهادته بالفعل ضد شريكه في العمل |
| Tahmin ettiğin gibi suç ortağına ulaştı. | Open Subtitles | كما توقعت .. لقد وصل الى شريكه في الجريمة |
| Amerikan hükümetinin, iş ortağını öldürdüğüne inanıyor muyum? | Open Subtitles | هل أعتقد أن الحكومة الأمريكية قتلت شريكه في العمل؟ |
| Olaydan bir gün önce ortağını Küba'da gördüm. | Open Subtitles | لقد رأيتُ شريكه في "كوبا" قبل أن يحدث الأمر |
| Oda arkadaşını tutukladığımız da muhtemelen o da kaçmış olmalı. | Open Subtitles | على الأرجح أنّه هرب عندما قبضنا على شريكه في الغرفة. |
| Bıçak almak ve oda arkadaşını öldürmekten ki bu bir problem. | Open Subtitles | و قتل شريكه في الغرفة و التي هي مشكلة. |