En azından gidip bu antreponun neden bu kadar popüler olduğunu görmeliyiz. | Open Subtitles | علينا على الأقل أن نذهب ونرى لما منطقة هذا المستودع شعبيّة جداً |
Bunda kimin daha popüler olduğunu tartışan tavukların gıdaklamalarından düşüncelerini bile duyamadığını yazmış. | Open Subtitles | في هذه، لا تستطيع التفكير حول الدجاج تقوقئ وتقرق حول من الأكثر شعبيّة. |
Doğal bacak mahmuzları ile silahlanmış üreme erkeklerinin saldırganlığı, horoz dövüşünü popüler bir eğlence çeşidi yaptı. | TED | إذ أن العدوانية بين الذكور المسلّحة بمخالب طبيعيّة في أقدامها، جعل من عراك الديوك تسلية شعبيّة. |
Bugün, dindarların inanmadığı Darwin'in efsanevi teorisine ...saldıran bu yobazlar güruhuna karşı bir halk savaşı başlattık. | Open Subtitles | اليوم، لدينا معارك شعبيّة ونحن نواجه جنود التدين الأصولي.. المتحمسين في الهجوم على إرث داروين الذي لا يفهمونه وحسب. |
Çok sevilen biriydi, o yüzden tahmin edebileceğiniz gibi, çok kişi gelmişti ama bana göre bir tür prodüksiyondu. | Open Subtitles | لقد كانت ذات شعبيّة واسعة جداً فكما تتخيل، لقد كان هناك عدد كبير من الأشخاص ولكن بالنسبة لي، كان شبيهاً بعمل إنتاجيّ. |
Bu kentin en popüler istasyonu. Peş peşe şarkılar. | Open Subtitles | هذه الإذاعة الأكثر شعبيّة فى المدينة لديها مجموعة كبيرة من الأغانى |
Sen harikasın... ve popüler ve...ve... | Open Subtitles | أنتِ تعلمين أنّكِ رائعة الجمال وذات شعبيّة |
Orta okulda öyle popüler bir çocuk değildim. | Open Subtitles | لم يكن السّيّد شعبيّة أبدًا في المدرسة الثّانويّة |
Oğlum diyor ki, bu yüzden hiç olmadığı kadar popüler olmuş. | Open Subtitles | يقول ابني إنه أكثر شعبيّة من أيّ وقت بسبب هذا. |
Bu sahte cenaze her sene yapılır ve kurbanlar hep popüler çocuklar olur. | Open Subtitles | يقيمون بكلّ عام جنازة مزيّفة ودائماً يكون المتوفى أكثر الأولاد شعبيّة |
İşte bu şarkı. Amerika'da çok popüler değildi. | Open Subtitles | هذه الأغنية، لم يكن لها شعبيّة كبيرة في أمريكا. |
Eskiden içeri tıktığım biri ziyarete geldi, hepsi o. Görünüşe göre bu hapishanede en popüler kişi ben değilmişim. | Open Subtitles | مجرّد مجرم سبق وقبضت عليه زارني، أظنني لستُ أكثر رجل شعبيّة بالسجن. |
Eskiden içeri tıktığım biri ziyarete geldi, hepsi o. Görünüşe göre bu hapishanede en popüler kişi ben değilmişim. | Open Subtitles | مجرّد مجرم سبق وقبضت عليه زارني، أظنني لستُ أكثر رجل شعبيّة بالسجن. |
Lisede o kadar popüler değil miydin? | Open Subtitles | ألمْ تكوني شعبيّة جدا في المدرسة الثانويّة؟ |
Çok popüler kızlardı, bizi fark etmeleri hoştu. | Open Subtitles | لقد كانا ذا شعبيّة حقّا، و أحببنا كوننا ملاحظات |
Lisede belli ki popüler olmayan kız konuştu. | Open Subtitles | هذا قول الفتاة التي من الواضح أنّها لم تكن شعبيّة بالمدرسة |
Bu oyunun neden popüler olduğunu anlamaya başlıyorum. | Open Subtitles | بدأت أفهم سبب شعبيّة هذه اللعبة |
Çarşı ilk açıldığında, TurboVakti o güne kadarki en popüler oyundu. | Open Subtitles | حسنٌ، عندما فُتحت صالة الألعاب لأول مرة كانت لعبة "تيربو" الأكثر شعبيّة حينذاك |
Bu civarda bir halk kahramanı olup çıktığını görüyorum, Maria. Ama politik kariyerini geliştireceksin diye gelecek vaat eden bir memurun çalışmalarını göz ardı etmen hata olur. | Open Subtitles | أدرك بأنّك بطلة شعبيّة هنا يا (ماريا) ولكنّه سيكون من الخاطئ تجاهل عمل ضابط واعد |
Bu şarkı bir İngiliz halk müziği. | Open Subtitles | هذهِ أغنيّة شعبيّة إنجليزيّة |
Okulun en sevilen kızları! | Open Subtitles | الفتيات الأكثر شعبيّة في المدرسة! |
Teddy, en sevilen başkan. | Open Subtitles | تيدي) هو الرئيس الأكثر شعبيّة) ... (منذ الرئيس (واشنطون |