Kendimi, parmağına taktiği o yüzüğe sıkışan sigarası gibi hissettim. | Open Subtitles | شعرت أنني محبوس مثل السيجارة في تلك الحمالة على إصبعها. |
Ancak bu kez ikincinin ortasında bütün şişeyi fondip yapmışım gibi hissettim. | Open Subtitles | ولكن في منتصف تناولي للكأس الثاني شعرت أنني قد تناولت الكثير منها |
Dünyaları birleştirmek yerine, kendi iki dünyam arasına düşmüşüm gibi hissettim. | TED | بدلاً من إقامة رابط بين العوالم، العالمين، شعرت أنني كنت أسقط بين عالمي. |
Sanki oraya çıktım ve tam olarak istediğim şeyi yaptım ve vücudumun verdiği tepkiler tarafından engellenmedim. | Open Subtitles | لقد شعرت أنني أستطيع القيام بما أريد فعله بالضبط ولم تمنعني ردة فعل جسدي من ذلك |
Ambulansı beklerken gerçekten öleceğimi sandım. | Open Subtitles | هل تعلمين ، عندما كنت أنتظر سيارة الاسعاف في ذلك اليوم شعرت أنني على وشكِ الموت |
Gerçekte kim olduğunu söylediğinde zaten biliyor gibiydim. | Open Subtitles | عندما أخبرتني عن حقيقتها شعرت أنني أعلم بالفعل |
Ve ben de hazırmışım gibi hissetmiştim belki ciddi bişeyler olurdu. | Open Subtitles | و قد شعرت أنني ربما كنت مستعدة لعلاقة جدية مع المحاكم |
Elimden geldiğince yıllarca direndim çünkü okuldaki tek esmer çocuk olarak zaten sütlaçtaki çikolata parçacığı gibi hissediyordum ve daha farklı görünme fikri hiç cazip değildi. | TED | رفضت ذلك لسنوات عديدة لأني ولكوني الأسمر الوحيد في المدرسة، شعرت أنني رقاقة شوكولاتة في وعاء من الأرز، وفكرة أن أصبح أكثر اختلافاً، لم تكن جذابة. |
Hatta kendimi delirmiş gibi hissettim. | TED | في الواقع شعرت أنني تناولت حبوباً للجنون |
Birden kendimi kötü bir film karakteri gibi hissettim. | Open Subtitles | فجأة شعرت أنني كنت ألعب دورا في فيلم ردئ |
Kendimi yetişkin gibi hissettim, çünkü onlarla önde oturdum. | Open Subtitles | شعرت أنني كبيرة لأنني أجلس في الصف الأمامي |
Kendimi yerde yatan gübre torbası gibi hissettim. | Open Subtitles | شعرت أنني حقيرة كاذبة وعلمت أن علي معرفة المزيد |
Titremeye ve terlemeye başlamıştım kusacak gibi hissettim. | Open Subtitles | شعرت أنني أردت أن أتقيأ لا تنس التبول في بنطالك |
İlk defa, ben kendimi eski halimdeymiş gibi hissettim. | Open Subtitles | .. لأول مرة أنا شعرت أنني في طريقي للعودة لسابق عهدي |
Geçen gece, ilk defa, kendimi eski halimdeymiş gibi hissettim. | Open Subtitles | الليلة الماضية ولأول مرة شعرت أنني في طريقي للعودة لسابق عهدي |
Çünkü bittiğinde bir yıl yaşlanmış gibi hissettim. | Open Subtitles | لأن عند إنتهائك من غنائها ، شعرت أنني خسرت سنة من حياتي |
Bu kulağa garip gelecek ama bana saldırdığında onu tanıyormuşum gibi hissettim. | Open Subtitles | سيبدو هذا غريبا، لكن حين هاجم علي شعرت أنني أعرفه |
Sanki bir sürü işi ben yapıyor parayı da o kapıyormuş gibi geliyordu. | Open Subtitles | شعرت أنني أقوم بالكثير من العمل بينما هو يكسب كل الأموال |
Sanki suyun altında tutuluyor gibiydim, ve sonunda birisi bana ulaştı ve başımı yukarıya çekti böylece nefes alabildim." | TED | شعرت أنني قد علقت تحت الماء ، وشخص ما وصلت إستطاع أن ينقذني قبل الوصول الى القاع وسحب رأسي حتى أتمكن من التنفس. " |
Aklımı kaçırıyorum sandım. | Open Subtitles | لقد شعرت أنني كدت أجن. |
Seni kaybettiğimi sandım. | Open Subtitles | شعرت أنني فقدتك |
Uyanık gibiydim ama uyuyor olmalıydım, çünkü hareket edemiyordum. | Open Subtitles | ، بل شعرت أنني يقظان ولكن لا بد أنني كنتُ أحلم لأنني لم أستطع حينها أن أتحرك |
Özel falan olabilirim gibi hissetmiştim. | Open Subtitles | شعرت أنني مميزٌ أو شيء كهذا |
Köşeden döndüm. Kendimi, embesil gibi hissediyordum. Paramı istemek için geri döndüm. | Open Subtitles | لذا اشتريت بعضها لكن عندما التفت شعرت أنني غبي لكن عندما عدت لاستعادة نقودي كان قد اختفى |