Kendimi 16 yaşında, yatak odamda gibi hissettim. | Open Subtitles | شعرت بأني في غرفتي عندما كنت في السادسة عشر من العمر |
Yeni bir isim ve kendimle ilgili yeni olan her şeyle kendimi rüyada gibi hissettim. | Open Subtitles | بإسم جديد وبكل شئ جديد عني شعرت بأني واحد في حلم |
Onlarla karşılaştığımda onları uzun zamandır tanıyormuş gibi hissettim. | Open Subtitles | عندما قابلتهم شعرت بأني أعرفهم من سنين طويلة |
Katılaşmış gibiydim. Kontrol edemiyordum... | Open Subtitles | هو بأنّي فقط شعرت بأني لم أكن مسيطرة |
Bir hafta falan sonra jinekoloğa gittim, kendimi rahatsız hissetmiştim. | Open Subtitles | ذهبت الى طبيب النساء بعد حوالي أسبوع لأني شعرت بأني غير مرتاحة |
Adamım, şartlı tahliye memurları, iş bulma ofisleri sanki adamlara yük oluyormuşum gibi hissettim. | Open Subtitles | ضباط إطلاق السراح المشروط ووكالات التشغيل تبا ، شعرت بأني عبءٌ عليهم |
Seninle şarkı söylerken kendimi bir kız gibi hissettim. | Open Subtitles | عندما كنت أغني معك فقط عندها شعرت بأني فتاة |
Biliyorsun, Bosna'dan sonra, ekibi bıraktıktan sonra kaybolmuş gibi hissettim. | Open Subtitles | بعد البوسنه بعدما تركت الوكاله لكي أكون أميناً شعرت بأني ضائع |
Irak'ta 4 yıl görev yaptım. Eve döndüm, kendimi marstan dönmüş gibi hissettim. Kendine zaman tanı. | Open Subtitles | عندما عدت الى منزلي بعد احتلال العراق شعرت بأني من كوكب آخر |
Ama çok fazla yükleniyormuşum gibi hissettim. | Open Subtitles | لكني شعرت بأني ألقي حملاً كبيراً جداً على شخص واحد |
Halüsinasyon olduğunu sanmıştım ama sonra sanki onu gerçekten görmüş gibi hissettim. | Open Subtitles | ظننت في البداية أنها كانت أوهامًا لكن بعد ذلك شعرت بأني رأيته حقًا |
Noel sabahıymış ve on yaşındaymışım gibi hissettim. | Open Subtitles | لقد شعرت بأني في صباح الكريسمس وانا في سن العاشرة |
Kendimi bayağı bir Hollywood yönetmeni gibi hissettim. | Open Subtitles | شعرت بأني مخرج افلام رخيص في هوليود |
Bana yeni bir yaşam verilmiş gibi hissettim.. | Open Subtitles | شعرت بأني أعطيت فرصة جديدة للحياة |
Ben de ona kendimi borçluymuşum gibi hissettim. | Open Subtitles | ونوعا ما شعرت بأني مدينة له بواحدة |
Beni kaldırıp, karavanına götürdüğünde kendimi güzel bir prenses gibi hissettim. | Open Subtitles | عندما أخذتني إلى الحافلة الجميلة... شعرت بأني أميرة جميلة. |
Hayatımda ilk kez kendim gibi hissettim. | Open Subtitles | لأول مره في حياتي شعرت بأني أنا |
Onunla evli gibiydim. | Open Subtitles | لذا شعرت بأني متزوجا منها |
Az önce ölecekmiş gibiydim ama şimdi pek bir şeyim kalmadı. | Open Subtitles | ، قبل دقيقة شعرت بأني أوشكت على الموت ! |
Ailemin Lahore'daki kaybetmiş olduğu tam olarak aynı sosyal tabakaya.... New York'ta girdiğimi hissetmiştim. | Open Subtitles | لقد شعرت بأني كنتُ أدخل (نيويورك) بنفس الطبقة الإجتماعية التي كانا يعيشها والديّ في (لاهور) |