Bir kez daha Arenalar büyük bir tutku ve onurla geri döndü. " | Open Subtitles | لقد أعدت لحلبات المصارعة شغفها وكرامتها |
İçindeki senin için tutku ateşini artırdım. | Open Subtitles | كل ما فعلته هو إثارة شغفها بك. |
Senin için, içindeki tutku ateşini artırdım. | Open Subtitles | كل ما فعلته هو إثارة شغفها بك. |
Meslek olarak Tori, memleketi Kentucky'nin Louisville şehrinde proje müdürü olarak çalışıyordu. Fakat esas tutkusu kâşiflikti. | TED | مهنيًا، تعمل توري كمديرة مشاريع لبلدية لويفيل في كنتاكي، مسقط رأسها، لكن شغفها هو الاستكشاف. |
Onun cesareti ve tutkusu sebebiyle sahip olamadığı fırsatlara sahip oldum ki, benim hikayemi farklı kılan budur. | TED | وبسبب شغفها وشجاعتها، أتيحت لي فرص لم تتوفّر لها ابداً، وجعل ذلك قصتي تختلف كثيراً. |
Onun dansa olan tutkusu, kontrolü ele alan bale ayakkabılarında maddileştirilmiştir. | Open Subtitles | شغفها بالرقص تجسد في القدرة الاستحواذية لحذاء الرقص الخاص بها |
Şu tutku. | Open Subtitles | حيال ,شغفها, شغفها |
Hastaları adına mücadelesi, tutkusu çok çekici gelmişti. | Open Subtitles | طريقتها في المحاولة مع مرضاها شغفها كان .. |
Onun en büyük tutkusu onun kusuru oldu Bilmiyorum Başka birşey gelmiyor aklıma | Open Subtitles | كان شغفها شائبتها الكبرى ، لا أعرف لا يسعني التفكير في شيء الآن ... |
Matematiği severdi. Onun tutkusu oydu. | Open Subtitles | كانت تحب الرياضيات، كان ذلك شغفها |
Ama alışverişe olan derin tutkusu, bunlardan biri değil. | Open Subtitles | شغفها للتسوق ليست وحدة منهم |
Kurbağalar yeni tutkusu. | Open Subtitles | الضفادع شغفها الجديد |