Dünyanın dönerken aldığı konuma göre her gölge şekil değiştirir. | Open Subtitles | ,أعتماداً على الشكل سيتشكل العالم كُل ظل سيأخذ شكلاً مُختلف |
Bu gölgelenme şekillerini dikkatlice yeniden çizersek, düz bir parça kâğıtta bile beynimiz refleks olarak üç boyutlu konveks ya da konkav bir şekil yaratır. | TED | إذا كان بإمكاننا إعادة إنشاء هذه الأدلة برسم أنماط الظلال، حتى على قطعة مسطحة من الورق، سيخلق دماغنا بالغريزة شكلاً ثلاثي الأبعاد أو شكلاً محدبًا. |
Hiçbiri düz bir çizgi üzerinde olmayan herhangi dört yıldız, dört kenarlı bir şekil oluşturacaktır. | TED | أي أربع نجمات حيث لا تقع ثلاثة منها في خط مستقيم ستشكل شكلاً رباعياً. |
Senin sayende 700 yıldır kullanılmayan bir utanç formu keşfettim. | Open Subtitles | هل تعرفين أني بفضلك قد اكتشفت شكلاً جديداً من العار، لم يستعمل منذ 700 سنة؟ |
Bu yaşam formu, bedenden bedene, zihinden zihine geçebiliyorsa her kurbanından küçük miktarda enerji alıyor demektir. | Open Subtitles | هذا رائع، إذا هي تَتحرّكُ مِنْ الجسمِ لإعْطاء شكلاً آخر، ومن عقل لعقل... تأخذ فقط كمية صغيرة من طاقةِ كُلّ ضحيّة. |
Pekâlâ, Gravitonyum yerçekimi alanını kendi içinde büküyor dalgalı, biçimsiz bir şekle sebep oluyor. | Open Subtitles | حسناً، "الجرافيتونيوم" يشوه حقول الجاذبية الموجودة خلاله مُسبباً شكلاً متموجاً غير مُنتظم. |
Ekranın üstüne basit bir şekil yansıt. | Open Subtitles | و أريدكِ أن تتصوري شكلاً بسيطاً على تلك الشاشة |
Peki ya gökyüzünde başka bir şekil saklanıyorsa? | Open Subtitles | والمدارات الدّائرية، ماذا لو تخفي السماوات شكلاً آخر؟ |
Kendini fazla kaptırmadan toprak ananın ruhu göz kamaştırıcı fizikötesi halinden çok cismani bir şekil alır bu da Ash'ın birlikte olacağı şeydir. | Open Subtitles | حسنا من دون الدخول في التفاصيل والكثير من الميتافيزيقة التي به روح الارض تأخذ شكلاً مادياً |
Ve gördüğünüz gibi bu kütledeki değişim 48 bağımsız bölüme eşsiz bir şekil ve boyut veriyor, fakat daima bir çeşit kontrollü sınır dahilinde, değişen bir dış kabuk. | TED | ويمكنك أن ترى أن هذا التغيير في الكتلة كما يعطي كلاً من ال ٤٨ من الشقق شكلاً وحجماً فريدين، ولكن دائما ضمن ، نوع من ، الحدود المحكمة ، أطار للتغيير. |
Yeni tür şekil Değiştirenler'in güç cihazı. | Open Subtitles | إنّه ينشّطُ شكلاً جديداً من المتحوّلين. |
Sen ona şekil verdin. Bense güç verdim! | Open Subtitles | أنتَ أعطيتَها شكلاً لكنّي منحتها القوّة |
Ucuz kesim bir ete biraz şekil veriyor. | Open Subtitles | بإعطاء قطع اللحم الرخيصة شكلاً جميلاً. |
şekil alırlar... düğümlenirler bazen çözülüp koparlar ve sonra tekrar kavuşurlar. | Open Subtitles | .تتقارب وتتّخذُ شكلاً معيّناً ...تلتفُّ، تتشابك .أحينا تُحلّ، تنقطع، وتتصّلُ ببعضها مجدّداً |
şekil alırlar... düğümlenirler çözülüp koparlar sonra tekrar kavuşurlar. | Open Subtitles | .تتقارب وتتّخذُ شكلاً معيّناً ...تلتفُّ، تتشابك .أحينا تُحلّ، وتتصّلُ ببعضها مجدّداً |
Görünen o ki virüsün gizli bir formu Umut'ta gizlenmiş ve bir şekilde yeniden aktifleşmiş. | Open Subtitles | يبدو أن شكلاً كامناً من الفايروس قد تسلل داخل (نيو هوب)، و بطريقة ما نشّط من جديد |
Şimdi, insan formu aldıkları anda korkunç bir ölümle yüzleşiyorlar. | Open Subtitles | ما إن يتخذوا شكلاً بشريًا... |
- Dorniya, yeni bir yaşam formu bulduklarında, değerini belirlediklerini ve sonra ona göre kullandıklarını söyledi. | Open Subtitles | الـ(دورينا) قالوا عندما يكتسبون شكلاً جديداً للحياة... فإنهم يقدرون قيمتها... وينتفعون بها وفقاً لذلك |
Yeni bir şekle mi dönüştü? | Open Subtitles | هل أتخذ شكلاً جديداً؟ |
Gölgenin Gücü, şekle bürün | Open Subtitles | -قوّة الظلال، خذي شكلاً |