ويكيبيديا

    "شكل من أشكال" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • bir tür
        
    • türlü
        
    • formları
        
    • Bir çeşit
        
    • bir şekli
        
    • formu
        
    Demek istediğim, en normal aşk bile bir tür yamyamlık. Open Subtitles حتى الحب العادي هو شكل من أشكال أكل لحم البشر
    bir tür solunum ya da dolaşım gibi birşey. TED كما انها ايضا كأنها شكل من أشكال التنفس او الدورة الدموية.
    Vücut, gözle görülemeyen bir tür enerji yayar. Open Subtitles الجسم يَبْعثُ شكل من أشكال الطاقة خفيه عن العين البشريه
    Fiziksel ya da başka türlü hiçbir ceza verilmiyor. Open Subtitles ليس هناك عقاب بدنى ، أو أى شكل من أشكال العقاب
    İnanıyorum ki, çizgi romanlar tarihin bir formları birileri bir yerlerde hissetmiş veya yaşamış. Open Subtitles أعتقد أن المجلات المصورة هي شكل من أشكال التاريخ أن هناك شخصا في مكان ما شعر أو جرب
    Evet fakat, sanırım Bir çeşit otistik. Open Subtitles نعم،لكنّها من المحتمل ان يكون لديها شكل من أشكال الالإنطواء الذاتي.
    Okumak, düşünmenin bir şekli. Bu yüzden okumak zordur çünkü düşünmek zorunda kalırız. TED إن القراءة شكل من أشكال التفكير، لذلك من الصعب أن نقرأ، لأنه يتوجب علينا أن نفكر.
    Fakat verdikleri sonuçlar kusursuzlaşmaya başladıkça, Bu bilginin bir yaşam formu olduğuna, ya da en azından bir kısmının yaşam formu olduğuna karar verdik. TED ولكن عندما تصبح أكثر دقة فأكثر، حسمنا في كون هذه المعلومات شكل من أشكال الحياة، أو على الأقل بعض منها شكل من أشكال الحياة.
    - Lenfatik sistemde bir tür kanser. Open Subtitles أنه شكل من أشكال السرطان الذي يصيب الجهاز اللمفاوي
    Gömülmenin bir tür yaş ayrımı olduğunu düşünen babam gibi konuşuyorsunuz. Open Subtitles أنت تبدو كوالدي,الرجل الذي يؤمن أن الدفن هو شكل من أشكال العنصريه على أساس السن
    bir tür menejit, çok bulaşıcı ve bazen ölümcül olabilir Open Subtitles انه شكل من أشكال إلتهاب السحايا انه معدي جدا وفي بعض الحالات يمكن أن تكون قاتله
    bir tür işkence yöntemi. Bu bez ile ağzını ve burnunu kapatacağım. Open Subtitles إنها شكل من أشكال التعذيب. أحمل قطعة القماش هذه،
    Kaçmak da Bir çeşit baskı, başka bir tür kölelik değil mi? Open Subtitles لكن الفارين أليس... شكل من أشكال القوة، شكل آخر من أشكال العبودية؟
    Merkez bina bir tür enerji kalkanı tarafından korunmakta. Open Subtitles محمي المبنى من قبل شكل من أشكال درع الطاقة.
    bir tür lemfoma imiş. Open Subtitles إنظري إنه شكل من أشكال سرطان الغدد اللمفاويه
    Sana her türlü korumayı sağlamak zorundalar. Open Subtitles .إنهم مدينون لك بكل شكل من أشكال الحماية
    Bahşiş ve her türlü para burada yasaktır. Open Subtitles البقشيش ممنوع، و كذلك أى شكل من أشكال النقود.
    Rastgele ışığı takip eden akılsız yaşam formları. Open Subtitles مجرد شكل من أشكال الحياة الطائشة تتبع الضوء
    Galaksideki tüm zeki yaşam formları yok edilmişti. Open Subtitles كل شكل من أشكال الحياة الذكية قد مُحيت.
    Hala Bir çeşit enerji formu. O siyah maske bir kalkan, şeklini bir arada tutuyor. Open Subtitles ماذا شكل من أشكال الطاقه وهذا القناع الأسود درع
    Kocam Bir çeşit eğitim kazasında mı öldü? Open Subtitles هل توفي زوجي في شكل من أشكال التدريب؟ نحن لا نعتقد ذلك سيدتي.
    moleküler organizasyonun bir şekli ve onun hakkında ki hiçbir şey yüce yada ilahi değil. Open Subtitles وهو شكل من أشكال التنظيم الجزيئي وليس هناك شيء فائق أو إلهي حول هذا الموضوع
    Ortaçağ zamanlarında hastalıklı, ölü bedenler bazen biyolojik silahların ilkel bir şekli olarak duvarların üzerinden atılırdı ve bugün, insanların göçmenliğin bir şekli olarak duvarların üzerinden fırlatıldığı düşünülüyor. TED الآن في العصور الوسطى، كانت جثامين الموتى والمرضى تعلّق على الجدران كأنها شكل من الرفاهية البيولوجية، وكما هو منصوص عليه اليوم، يُدفع الأشخاص لعبور الجدار على أنه شكل من أشكال الهجرة.
    Artık var olmayan bir şefkatin ve sevginin formu, değil mi? TED إنه شكل من أشكال المودة والحب الذي لم يعد له وجود اليوم، أليس كذلك؟

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد