Askeri üslerine saldırılar şüphelerini uyandırdı ama. | Open Subtitles | إنفجار مواقعهم العسكرية يُوقظ شكوكهم أيضاً |
şüphelerini çekmeden Tragları pazar yerine kadar takip etmeliyim. | Open Subtitles | عليَ تتبع التراكز الى السوق التجارية بدون أن اثير شكوكهم |
Eğer oraya vardığımızda sende oradaysan sadece onların şüphelerini teyit etmiş olacaksın. | Open Subtitles | إذا ظهرنا وكُنت هُناك فسيؤكد ذلك الأمر شكوكهم |
Kurmay heyetinin şüpheleri giderilmiş, karşıt fikirler gözden düşmüştü. | Open Subtitles | شكوكهم حول مقدرته القياديه تبددت و بـالتالى سـتضعف مـعارضتهم لـه |
Evet. Dediğim gibi, onlarla aynı şüpheleri paylaşmıyorum. | Open Subtitles | اعلم كما قلت لك بأني لا اشاركهم شكوكهم |
Hatta Margaret Thatcher hayranlarının bile kuşkuları vardı. | Open Subtitles | حتى المعجبين بـ (مارجريت ثاتشر) كانت لديهم شكوكهم حول اداءها |
Mclaren davasını Ellen Parson'a karşı kazanıp onu firmandan ayrıldığı için cezalandırmak istediğini düşünüyorlar, bu makale de onların şüphelerini doğruluyor. | Open Subtitles | حسناً هم يفكرون بأن قضية ماكلرين) مجرد تسوية شخصية) مع (ألين بارسونس) لأنها تركت العمل عندكِ وهذه المادة تؤكد شكوكهم |
- Dönersek şüphelerini doğrularız. | Open Subtitles | اذا فعلنا فسوف نؤكد شكوكهم |
Onların şüpheleri beni ilgilendirmiyor. | Open Subtitles | شكوكهم غير مهمة بالنسبة لى |
Kalabalığı gördün Clark. şüpheleri ve güvensizlikleri vardı. | Open Subtitles | رأيت ذلك الجمهور يا (كلارك)، كل شكوكهم وارتيابهم |
Büyüklerin de kuşkuları var. | Open Subtitles | المجلس لديهم شكوكهم , أيضاً. |