Sana onun resmini göstereyim. şüphesiz onu görmüşsündür. | Open Subtitles | سأُريك صورتها, لا شك أنك قد رأيتها من قبل. |
Bence ailemle yeterince vakit harcadın ve şüphesiz ki, artık kendi ailenle daha fazla vakit geçirmek istersin. | Open Subtitles | واعتقد أنك قضيت ما يكفي مع عائلتي ولا شك أنك تريد أن تقضي وقتاً مع عائلتك |
Hiç şüphesiz, sen tanıdığım en şaşırtıcı insansın. | Open Subtitles | بدون شك أنك أفضل بشر و أعجبهم لطالما عرفتوهُ |
Bayan McKenna'yı "Opera" nızdan birisinde görmeyi düşlediğinize hiç şüphe yok. | Open Subtitles | لا شك أنك تحلم برؤية الآنسة ماكينا في أحد مسرحياتك الأوبرالية |
şüphe içimi kemirirken biraz da olsa huzur bulamayacağından nasıl emin olabilirdim? | Open Subtitles | كيف أتيقن دون ذرّة شك أنك لن تجد سبيلا للشعور بالسّلم بعدئدٍ؟ |
Bundan zevk aldığından kuşkulanıyorum. | Open Subtitles | لدي شك أنك إستمتعت بهذا |
Bundan zevk aldığından kuşkulanıyorum. | Open Subtitles | لدي شك أنك إستمتعت بهذا |
şüphesiz hepsinin tadına bakmışsın | Open Subtitles | لا شك أنك تذوقتهم كلهم |
şüphesiz onun bir haydut olmasını tercih etmezdin. | Open Subtitles | لا شك أنك تفضلين أن يكون لص؟ |
Ve şüphesiz güneşin doğuşunu Beatles'larla izlemişsindir. | Open Subtitles | (وبلا شك أنك قد رأيت شروق الشمس من الـ(البيتلزِ |
şüphe varsa, şüphe yoktur. | Open Subtitles | عندما يكون هناك شك فلا شك أنك على حق |
şüphe yok ki, biraz meşgul durumdaydınız. | Open Subtitles | لا شك أنك كنتَ مشغولاً جداً بشيء آخر |
Ciğeri beş para etmezlerle sokaklarda olduğuna şüphe yok. | Open Subtitles | لا شك أنك ترغب بملىء شوارعك بالقوادين |