Muhtemelen Batı Afrika'nın gördüğü en büyük imparatorluk olan Mali İmparatorluğu'nun kurucusu Sundiata Keita, belki de bunun en büyük örneğini oluşturmuştur. | TED | ربما كان المثال البارز لذلك هو سوندياتا كيتا، المؤسس لإمبراطورية مالي، ربما تكون أعظم إمبراطورية شهدها غرب أفريقيا. |
Anormal dünyasının şimdiye dek gördüğü en tehlikeli mikroplardan birisiyle karşı karşıyayız. | Open Subtitles | نحن ندرس إحدى أخطر الظواهر التي شهدها عالم الطفرات |
Şu adam geleli iki saniye oldu ve bu bölümün gördüğü en büyük müşteriyi kaybetti. | Open Subtitles | ثانيتين من تغوط الكلب وهو يخسر أكبر بيعة قد شهدها هذا الفرع |
Roma ordusu, eski dünyanın o güne dek görmüş olduğu en korkutucu savaş makinesiydi. | Open Subtitles | كان الجيش الروماني يمثل أكثر آلة حربية مهيبة شهدها العالم القديم |
Ama burada uğraştığım şey... dünya üzerinde görülmüş en ölümcül maddelerden biri. | Open Subtitles | هو من أخطر المواد الفتاكة التي شهدها العالم قط. |
Ama sonra, tanık olduğu katliamlar yüzünden travma geçirmiş ve hayatını yerlilere adamış. | Open Subtitles | ولكن لاحقًا، تصدمه المجازر التي شهدها فيكرّس حياته للهنود |
Bu mağazanın gördüğü en iyi baş asistan olacağım. | Open Subtitles | سأكون أفضل كبيرة مساعدات قد شهدها هذا المتجر. |
Şu adam geleli iki saniye oldu ve bu bölümün gördüğü en büyük müşteriyi kaybetti. | Open Subtitles | ثانيتين من تغوط الكلب وهو يخسر أكبر بيعة قد شهدها هذا الفرع |
Dünyanın gördüğü en büyük imparatorluk karşısında ne kadar aşşağılayıcı. | Open Subtitles | بصراحة أمر مهين أن تقابل أعظم أمبراطوريّة شهدها العالم بهذه القوّة الضئيلة. |
Dünyanın gördüğü en büyük cadı olacaksın. | Open Subtitles | ستكونين أعظم ساحرة شهدها العالم قطّ. |
Şu an bile kendini dünyanın görmüş olduğu en büyük cadının içine mühürlüyor. | Open Subtitles | إنها الآن تحبس نفسها في جسد أعظم ساحرة شهدها هذا العالم. |
...Bert ve Ernie, Siz ikiniz gerçekten de şimdiye kadar görülmüş en muhteşem koklaşan çift sayılırsınız. | Open Subtitles | بيرت وإيرني، سأقول انكم انتم الاثنين لدرجه كبيره، قمتم بإعظم قبله شغوف شهدها العالم |
İnternet'te tanık olduğu fantezileri ondan isteyemezdi, fakat o fantezilere fazla alışmıştı. | Open Subtitles | إنهُ لم يتخيّل الوساوس والأوهام الصريحة التي شهدها على الإنترنت |
tanık olduğu cinayetin bu olduğuna bahse girerim. | Open Subtitles | أراهن أنّ هذه هي الجريمة التي شهدها. |