| Ancak Trinidad ve Tobago bağlamından geri adım atmak ve uluslararası bir örnek olarak masaya Yeni bir şey getirmek istiyorum. | TED | ولكن أريد أن أبتعد عن سياق ترينيداد وتوباغو وأحضر شيءٌ جديد فيما يتعلق بمثال دولي. |
| Tek yapman gereken Yeni bir şey yaratmak, gerisi boş. | Open Subtitles | فقط قم بإختراع شيءٌ جديد و ها هو هناك |
| Yakında Yeni bir şey gelecektir. | Open Subtitles | سيأتي شيءٌ جديد عمّا قريب. |
| Yeni bir şey yok. | Open Subtitles | لايوجدُ شيءٌ جديد حيالها. |
| Evet, işte bu Yeni bir şey. | Open Subtitles | نعم هناك شيءٌ جديد |
| Bu Yeni bir şey. | Open Subtitles | ، هذا شيءٌ جديد. |
| - Yeni bir şey değil senin için. | Open Subtitles | هذا شيءٌ جديد. |
| - Yeni bir şey var. | Open Subtitles | -لدي شيءٌ جديد . |