Her şeyden önce ben bir iş adamıyım. | Open Subtitles | أنا رجل أعمال، أولا وقبل كل شيء أنا لن أريد أي نزاع آخر |
Turk, olan biten onca şeyden sonra, sana güvenmekte zorlanıyorum. | Open Subtitles | تِرك ، هذا يحدث مع كل شيء أنا حاليا أمر بمشكلة الثقة فيك |
Evet, her şeyden önce ben bir bilim insanıyım. | Open Subtitles | أجل، قبل كلّ شيء أنا عالمة وأنا هناك فقط للقيام بعملي |
Söyle ona, bir şeye ihtiyacı olursa, herhangi bir şeye, hemen koşarım. | Open Subtitles | أخبريها إن كانت تحتاج أي شيء أعني أي شيء , أنا هنا |
- Hayır, bir şeye ihtiyacım yok. - Sadece patronumu bekliyorum, orada. | Open Subtitles | لا ، لا أريد أن أشتري أي شيء أنا أنتظر رئيسي هناك |
Bizzat yapmak istemediğim bir şeyi yapmalarını istemiyorum ben kimseden. | Open Subtitles | أنا لا أطالب أي شخص بفعل أي شيء أنا لست على استعداد للقيام به. |
Benim bile bildiğim bir şeyi, bilmiyormuş gibi davranıyorsun? | Open Subtitles | أنتِ لا تتظاهرين أنكِ لا تعرفين شيء أنا حتى أعرفه ، أليس كذلك ؟ |
Bakın, yüz kere anlattığım şeyden farklı bir şey anlatmayacağım. | Open Subtitles | انظروا، أنا لن أقول أي شيء أنا لا أقول مئة مرة. |
Kendi yaptığım şeyden farklı hiçbirşey istemiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أطلب منك أن تفعل أي شيء أنا لم تفعل نفسي. |
Deliyim ben. Benim korkmadığım bir şeyden korkuyorsun. | Open Subtitles | هذا رائع, أنت تخافين من شيء أنا لا لست خائفة منه. |
Her şeyden önce ikinizi de çok seviyorum. | Open Subtitles | أولاً وأهم شيء أنا أحبكما كثيراً |
Bir şeyden kaçtığım yok. Gidip kahve bulacağım. | Open Subtitles | أنا لا أتجنب أي شيء, أنا سأجد قهوة |
Çok sinirli görünüyor. anlamadığım bir şeyden bahsediyor. | Open Subtitles | يبدو غاضب جدا أ يخبرني شيء أنا لا أعرف |
Kimse hiçbir şeyden %100 emin değildir. | Open Subtitles | لا أحد متأكد مئة بالمئة من أي شيء. أنا. |
Her şeyden önce burada olduğum için heyecanlıyım. | Open Subtitles | أكثر من أي شيء أنا متحمّسٌ ...لأجله هنا هو |
Aşk mı? Her şeyden çok aşka inanırım. | Open Subtitles | قبل أي شيء أنا أؤمن بالحب |
İki gün içerisinde, en çok istediğim şeye sahip oldun. | Open Subtitles | انظر، خلال يومين حصلت على كل شيء كل شيء أنا أردته دائما |
Doğruluğunu savunduğum her şeye rağmen. | Open Subtitles | بالرغم من كلّ شيء أنا أبدا تمسّكت بأكون صدقا. |
Sadece doğru olduğuna kalpten inandığım şeye kocamı ikna etmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | أريد فقط طمأنة زوجي على شيء أنا متأكدة منه تماما |
Beni, yapamayacağım bir şeyi yapmaya zorluyor. | Open Subtitles | انه يحاول ان يجبرني على فعل شيء أنا ، أنا لا أستطيع |
Çünkü zaten mükemmel yaptığım bir şeyi yapmayı öğrenmek için 30 bin dolar ödemek, isteyeceğim son şey. | Open Subtitles | لأن آخر شيء أريد القيام به هو دفع مبلغ 30 ألف دولار سنوياً لأحصل على شهادة تخص شيء أنا خارقة مسبقاً في القيام به. |
"Kızma, bir şeyi hak etmesine izin vermedin. | Open Subtitles | ترى، عنيدا و بدلا من نص الحديث . وهذا له كل شيء. أنا مثل، |