Yani birisi garajınıza ağır bir şey taşımış ama sonra çıkarmamış. | Open Subtitles | مما يعني بأنّ أحدهم قام بحمل شيء ثقيل إلى مرآبك لكنهم لم يخرجوه منه |
İzlerin derinliğinden hareketle içinde ağır bir şeyler olduğunu söyleyebilirim. | Open Subtitles | إذا حكمنا من خلال عمق المسارات أنا أقول أنّها كانت تقلّ شيء ثقيل |
Bir arkadaş olarak ağır bir şeyi kaldırabilirsin ama onu hava alanına bırakamazsın, tamam mı? | Open Subtitles | كـ صديق ، يمكنك أن ترفع شيء ثقيل لكنّك لا تستطيع قيادتها إلى المطار، حسناً؟ |
Çok ağır bir suçum yok ama sütten çıkmış ak kaşık da değilim yani. | Open Subtitles | الاستماع، لا شيء ثقيل جدا. أنا لست مختلس النظر توم، ولكن نوع من مثل توم مختلس النظر. |
Birkaç yıl önce ayağına ağır birşey düşmüş. | Open Subtitles | شيء ثقيل سقط على قدم هذا الرجل منذ سنوات قليلة |
Pekala, o zaman onun için kapıyı tut, ağır bir şey taşıyorsa taşımasına yardım et ve randevunun ortasında onu bırakıp şeker ya da şakaya gitme. | Open Subtitles | حسنا إذا، إفتح لها الأبواب ساعدها في حمل شيء ثقيل لكن لا تتركها في وسط الموعد |
Üzerimize çok ağır bir yük yükledin David. | Open Subtitles | أعني، بل هو شيء ثقيل جدا على التخلي عن لنا، ديفيد. |
ağır bir şey çeken kamyonetin içindeki adam. | Open Subtitles | الرجل في سيارة بيك اب شاحنة تقطر شيء ثقيل. |
Bir şeye delik açmak istiyorsan, patlama basıncını duvara verecek ağır bir şeyler kullanırsın, yoksa sadece ufak bir delik oluşur. | Open Subtitles | إذا أردت فتح فتحة في شيء ما فستحتاج إلى شيء ثقيل يضغط... المتفجرات التي على الجدار، وإلا لن تتمكن إلا على ثقب صغير |
Bir şey çıkmış ve ağır bir şeyi sürükleyerek geri girmiş. | Open Subtitles | شيء ما غادر وعادَ مُجدداً سحبَ شيء ثقيل |
Doğduğu günden beri sikinden daha ağır bir şey kaldırmamış çocuk. | Open Subtitles | إنه لم يقم برفع أي شيء ثقيل عدا أنفه -منذ يوم ولادته. |
bir tekneden atılmış ayağına ağır bir cisim bağlanmış sonra da ip gevşemiş. | Open Subtitles | اثقل مع شيء ثقيل حتى انزلق الحبل |
Aniden kafama ağır bir şey düştü. | Open Subtitles | ثمّ فجأة شيء ثقيل سَقطَ على رأسي. |
Birisi bu kapıya ağır bir şey çekmiş. | Open Subtitles | شخص ما سحب شيء ثقيل الى هذا الباب |
Bacağı ağır bir şeyin altında kalmış. | Open Subtitles | لقد انحشرت ساقه تحت شيء... شيء ثقيل. |
Bacağı ağır bir şeyin altında kalmış. | Open Subtitles | لقد انحشرت ساقه تحت شيء... شيء ثقيل. |
- Lütfen, bana her şey çok ağır geliyor. | Open Subtitles | رجاءً؟ ، بالنسبة لي كلّ شيء ثقيل |
Hasır altı etmek ve hasırın üstüne ağır birşey koymak. | Open Subtitles | دسه تحت السجادة وضع شيء ثقيل عليه |