Ama bunun hakkında her şeyi bilecek birini tanıyorum. | Open Subtitles | لكن أنا أعرف شخص من شأنه أن يعرف كل شيء حوله |
Şehri ve 100 mil içindeki her şeyi yok edecekler. | Open Subtitles | انها سوف تدمر المدينة وكل شيء حوله على بعد 100 ميل. |
Kendisiyle birlikte civar üç sokaktaki her şeyi patlattığı anın görüntüsü. | Open Subtitles | جنبا إلى جنب كلّ شيء حوله على مسافة ثلاث جادات |
-Ama belki o bir şey yapmaya kalkar. | Open Subtitles | ـ هي قد تحاول أن تعمل شيء حوله |
Bunu bilseydik, engellemek için bir şey yapardık. | Open Subtitles | [كيرت] إذا أيّ منّا عرفوا ذلك... نحن كنّا سنعمل شيء حوله. |
Keşke bunun hakkında bir şey bilebilseydim. | Open Subtitles | أنا... أتمنى أنني أعرف شيء حوله |
Hayır, sadece güvendiğim birine anlatacağım. Bu konuda bir şeyler yapabilecek birine. | Open Subtitles | لا، أنا وحيد سيخبر شخص ما بأنّني يمكن أن إئتمن ومن يستطيع يعمل شيء حوله. |
O adamda anlayamadığım bir şeyler var. | Open Subtitles | هنالك شيء حوله, لا أستطيع أن أضع يدي عليه |
- Müdür her şeyi anlattı! | Open Subtitles | والمخرج قال لي كل شيء حوله |
Yalnızca çocuğu değil etrafındaki her şeyi. | Open Subtitles | ليس فقط الصبي بل كل شيء حوله ، الغرفة . |
Tommy için yaptığın o şey her şeyi onun lehine çevirecek. | Open Subtitles | هذا سيغير كل شيء حوله |
Her şeyi mahvederdi. | Open Subtitles | كان يدمر كل شيء حوله. |
Bu adam hakkında her şeyi toplamışlar... | Open Subtitles | لديهم كل شيء حوله |
- bir şey mi vardı? | Open Subtitles | أتريد أن تفعل شيء حوله ؟ |
O adamda kesin bir şey vardı. | Open Subtitles | كل شيء حوله بدا خاطئ |
Bir tabanca olduğunu duydum. Onun hakkında bir şey. | Open Subtitles | سمعت أنه كان مسدس أو شيء حوله |
Eğer yanlış olduğunu düşünüyorsan bir şeyler yapmalısın. | Open Subtitles | حسنا، إذا كنت تعتقد ذلك خاطئ، يجب عليك عمل شيء حوله. |
Söylediklerine bakılırsa adamın izini ararken onun hakkında bir şeyler öğrenmişsin. | Open Subtitles | يبدو أنّك تعلّمت شيء حوله بينما كنت تقوم بتعقبه. |