Bir hainin son sığınağı olduğunu. Özür dilerim. Kişisel bir şey kastetmedim. | Open Subtitles | بأنها الملاذ الأخير للاوغاد أنا آسف يا سيدي لم أقصد اي شيء شخصي |
Bu onun için iş değil. Kişisel bir şey. | Open Subtitles | أنه ليس عمل بالنسبه له لقد كان شيء شخصي جدا |
Kişisel bir şey değil, Ivan. | Open Subtitles | لا شيء شخصي يا أيفان إنها تكلفة اداء العمل. |
Onu gördüğümde elimde bir şey olsun istiyorum. Barış çubuğu niyetine geçecek, Şahsi bir şey. | Open Subtitles | أريد أن يكون لديّ شيء عندما أراه أي بادرة سلام أو شيء شخصي |
Kişisel bir mesele yüzünden izne çıkmak istiyorum. | Open Subtitles | ..هناك شيء شخصي عليّ القيام بهِ أنا أريد أجازة |
bu kişisel değil, en iyi yalanı bulmak için çalışıyoruz. | Open Subtitles | ليس شيء شخصي نحن فقط نحاول الخروج بأفضل كذبة ممكنة |
Kişisel bir şey değildi ama telefonun kapalı olduğundan sana bahsedemedim. | Open Subtitles | حسناً, لم يكن شيء شخصي, لكن هاتف كان مغلق, |
Bakın beyler, hepimiz bu işi para için yapıyoruz. Yemin ederim ki, bu Kişisel bir şey değil. | Open Subtitles | إسمعا يا رفاق، كلنا هنا لنجني المال ولا شيء شخصي هنا |
Sizden Kişisel bir şey alabilir miyim diye merak ediyorum. | Open Subtitles | ... أتساءل إذا استطعتِ أن تعطيني شيء يخصك شيء شخصي |
Kişisel bir şey çıktı. Bebek bakıcın değilim. | Open Subtitles | ـ إنّكِ تطارديني، كان لديّ شيء شخصي هذا المساء ـ أنا لست جليستك |
Kişisel bir şey değil ama ödeme almayı planlıyoruz. | Open Subtitles | لا يوجد شيء شخصي هنا،لكننا نخطط على أن يتم الدفع لنا |
Çünkü genelde malzemelerimi ödünç vermem ve bu Kişisel bir şey değil. | Open Subtitles | لانه عادة انا لا اقرض المعدات وهذا ليس شيء شخصي حسناً انسى المعدات |
Bu yüzden benim için Kişisel bir şey, yabancı yağı bağımlılığımızı azaltmak. | Open Subtitles | لذا هذا شيء شخصي بالنسبة لي، تقليل اعتمادنا على النفط الأجنبي. |
Daha Kişisel bir şey düşünemiyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع التفكير في أى شيء شخصي أكثر من ذلك |
Hele de bu bilgilerle olamaz. Kişisel bir şey olmalı. | Open Subtitles | ليس في سجله لا بد أن يكون شيء شخصي |
Yani bu bu Kişisel bir şey, öyle mi? | Open Subtitles | على هذا إنه شيء شخصي ، أليس كذلك ؟ |
Kişisel bir şey değil,pamuk kafa. | Open Subtitles | لا شيء شخصي يا "قمة القطن"، أنا فقط أحب الطريقة الخشنة. |
Bu yüzden sana cevap vermedi. Kişisel bir şey değildi. | Open Subtitles | لهذا السبب هي لا ترد عليك لا شيء شخصي |
Barış çubuğu niyetine geçecek, Şahsi bir şey. | Open Subtitles | شيء يشبه, تعلم يمنح السكينة أو شيء شخصي. |
Üzgünüm, Kişisel bir mesele. | Open Subtitles | شيء شخصي. أنا لن أدخلك في التفاصيل. |
Evet, dünyadan yürüyüp giderseniz, ve Amerika takımı kaybederse bu kişisel değildir, Ulusaldır. | Open Subtitles | حسناً عندما تدخل إلى عوالم الفرق الامريكية فهذا ليس شيء شخصي إنه وطني |