Son konuşmamızda, bir tür bilgiyi izlemek hakkında Gizemli bir şey söylemişti. | Open Subtitles | في آخر مرة تحدثنا، قال شيء غامض عن انه يتبع أثراً ما |
Gizemli bir şey, belki incir çekirdeği kadar önemsiz gözükse de bu şey bilinen evrendeki en marifetli kodlama. | Open Subtitles | إنه شيء غامض ربما يكون شيئاً عادياً أن ننظر إليه لكن هذا الشيء هو أذكى شفرة في الكون المعلوم |
Bu Gizemli bir şey.Yargıdan geçirdiğim insanlar teker teker yok edildiler. | Open Subtitles | إنه شيء غامض ، الناس الذين حكمت عليهم كانوا يستبعدون واحداً تلو الآخر |
Beyin gizemli bir şeydir, Dr. Stevens. | Open Subtitles | الدماغ شيء غامض أيتها الطبيبة (ستيفنز) |
Bu; neredeyse olanaksız şeylerin nasıl gerçekleştiğini, insanların bizler için canlarını nasıl feda edebildiklerini anlamamızın bir yolu sadece. | Open Subtitles | ان فهم ذلك شيء غامض جداً بينما يضحي الناس بالكثير لنا لكن بالنسبه لابي ورفاقه... |
Bu Gizemli bir şey.Yargıdan geçirdiğim insanlar teker teker yok edildiler. | Open Subtitles | إنه شيء غامض ، الناس الذين حكمت عليهم كانوا يستبعدون واحداً تلو الآخر |
Gizemli bir şey Cadılar Bayramı'nda çocukları alıyor. | Open Subtitles | شيء غامض هناك بالخارج، الذي يخطف الأطفال في عيد القديسين. |
Vakayla ilgili değil ama Gizemli bir şey buldum. | Open Subtitles | ليس حول القضية لكن وجدت شيء غامض |
Gizemli bir şey yok. | Open Subtitles | لا شيء غامض |
Bu; neredeyse olanaksız şeylerin nasıl gerçekleştiğini, insanların bizler için canlarını nasıl feda edebildiklerini anlamamızın bir yolu sadece. | Open Subtitles | ان فهم ذلك شيء غامض جداً بينما يضحي الناس بالكثير لنا لكن بالنسبه لابي ورفاقه... |