Hayır, kostümüm, ama ufak ve eski bir şey, üstelik kuyruksuz. | Open Subtitles | كلا، إنهلباسالعمل، لكنه شيء قديم ، بدون الذيل |
Pekala, eski bir şey taktım. İnci kolyem. | Open Subtitles | حسن ، أنا أرتدي شيء قديم ، وهو عقد اللؤلؤ |
"eski bir şey, yeni bir şey, ödünç alınmış bir şey ve..." | Open Subtitles | شيء قديم ، شيئ جديد شيء مقترض و شيء... |
Heralde arabamda kokulu eski şeyler olması lazım. | Open Subtitles | هذا رائع على الأرجح لدي شيء قديم ذو رائحة كريهه في السيارة |
Ama bebekler konusunda eski şeyler, tekrar yeni olmaya başladı. | Open Subtitles | لكن عندما يتعلق الأمر بالأطفال ، كل شيء قديم يُصبح جديداً مُجدداً |
Çünkü sana eski şeyleri yeniye çevirme gücü olan bir iksir vereceğim. | Open Subtitles | لأنّي سأعطيك سائلاً يمتلك القدرة على تحويل شيء قديم إلى جديد |
Geçmişten eski şeyleri. | Open Subtitles | شيء قديم , شيء من الماضي |
Evet, eski düğünlerden. | Open Subtitles | إذن أجل, مجرد شيء قديم |
Aslında eski bir şey. | Open Subtitles | ...إنه فعلا شيء قديم ، نوع من ، آه |
eski bir şey hella ile ilgili olmalı . | Open Subtitles | يبدو بأنه شيء قديم جداً |
♪ Herhangi eski bir şey ♪ | Open Subtitles | * Any old thing * أي شيء قديم |
eski bir şey. | Open Subtitles | شيء قديم |
Oldukça eski bir şey. | Open Subtitles | إنه شيء قديم |
Bütün eski şeyler tekrar yeni oldu. | Open Subtitles | كل شيء قديم يعود جديداً |