Ama akıl çok güçlü bir şey, ve belki bunu başarabiliriz. | Open Subtitles | ولكن العقل شيء قوي جدا ومن الممكن ان نحاول للحصول عليها |
Ve onları güçlü bir şey olsun diye birleştiriyoruz ve, sevilmeyi umut ediyoruz | Open Subtitles | ونقوم بدمجها للحصول على شيء قوي ونحن نأمل الحب |
Yarın için, akşamdan kalma halimi düzeltmesi için güçlü bir şey lazım. | Open Subtitles | انا اريد شيء قوي من اجل التعليق الذي سافعله غدا |
Az önceki deneyimin çok güçlü bir şeydi. | Open Subtitles | أنت فقط حصلت علي شيء قوي جدا... |
Karma çok güçlü bir şeydi. Görünüşe bakılırsa Randy'le benim içimizdeki iyiliği görüyordu. | Open Subtitles | العاقبـة الأخلاقيـة شيء قوي , من الواضح , رؤية الجيد ( في نفسي و نفس ( راندي |
Sarışın olmak aslında bayağı güçlü bir şeydir. | Open Subtitles | أتعلمين، فى الحقيقه كونك شقراء .شيء قوي جميل تمتلكين الكثير من المميزات .أكثر مما تظنين |
Bay Nutterman'a ağrısı için daha kuvvetli bir şey verebilir miyim? | Open Subtitles | أيمكننا أن نُعطي السيد"نوترمان"شيء قوي لتسكين ألمه؟ |
Daha sert bir şey ver! | Open Subtitles | شيء قوي. |
Önemli olan oğlanla ilgili güçlü bir şey yaratman. | Open Subtitles | المهم هو أن تكتب شيء قوي عن رافا, الإبن. |
Monica Penny içimde bir şey gördü. güçlü bir şey. | Open Subtitles | مونيكا بيني رايت بي شيئا ، شيء قوي |
- Edindiğimiz son bilgiye göre içinde çok güçlü bir şey var, bir silah. | Open Subtitles | -حسب آخر المعلومات لدينا ، يوجد شيء قوي جدا داخله.. |
- Peki ona neden bu kadar güçlü bir şey verdin? | Open Subtitles | اذاً لماذا سوف تعطيها شيء قوي جدا؟ |
Ray'in vücudu çok güçlü bir şey tarafından parçalanıyordu... ve bu kardeşin değildi. | Open Subtitles | شيء قوي جداً، مزق جسم (راي) إرباً ولم يكن أخيك هو الفاعل |
Bu çok güçlü bir şey. | Open Subtitles | ' تيس انه شيء قوي |
Ve Oscar'ın şansına düşünce gücü de güçlü bir şeydi. | Open Subtitles | و لحسن حظ ( اوه - سكار ) , قوة الإقناع شيء قوي أيضاً |
Zihin çok güçlü bir şeydir... neye ve kime inanırsan inan, bazen sadece inanç farklılığı yaratan her şeydir. | Open Subtitles | إن العقل شيء قوي. بغض النظر عمن أو ما كنت تؤمن به، الايمان في بعض الأحيان بحد ذاته يجعل من الجميع مختلفين في العالم. |
Ama yeniden geri kazanılan bir duyu çok güçlü bir şeydir. | Open Subtitles | ولكن استرجاع أحد الحواس المفقودة يمكن ان يكون شيء قوي |
Siz denyoluk yaptığınızda, karşınızdaki hâlâ nazik oluyorsa bu çok güçlü bir şeydir. | Open Subtitles | ... عندما تكون محتالاً و لا يزال الشخص الذي خدعتـه لطيفـاً معك فهذا شيء قوي |
O güç kuvvetli bir şey. | Open Subtitles | الشدة شيء قوي |
Tsingtao? Daha sert bir şey? | Open Subtitles | شيء قوي ؟ |