Bu küçük bir adam için... oldukça büyük bir iş. | Open Subtitles | لقد كان شيء كبير جداً لرجل صغير ليقوم به |
Bu büyük bir iş. - Yeni şarkı nasıl? | Open Subtitles | هذا شيء كبير ما هي اخبار الألبوم الجديد ؟ |
Yani hiç daha büyük bir şeyin parçası olabileceğimizi hissetmiyor musun? | Open Subtitles | إذًا ؟ ألا تشعر أبدًا وكأننا جزء من شيء كبير ؟ |
Bu küçük aptal kasabadan çok daha büyük bir şeyin parçası olacağım. | Open Subtitles | إسمع، سأكون جزاءً من شيء كبير أكبر من هذه المدينة الصغيرة الغبية |
Gemiyi batıracak kadar Büyük birşey düşünemiyordu dönmeleri gereken zamanı görecekler ama gemi çok büyüktü ve manevra kabiliyeti çok küçük. | Open Subtitles | إعتقد أن أيّ شيء كبير يكفي لغرق السفينة سيرونه في الوقت المناسب |
Ama bu, tabur, hatta alay için çok önemli bir şey, siz yaptınız. | Open Subtitles | لكن بحق الجحيم، سيكون هذا شيء كبير للكتيبة والفوج، إذا أنت حصلت عليها. |
Bu teorinin, bu tür sorulara verdiği yanıtlar açıkçası, saçma görünüyor, öyle ki, çok büyük bir şeyi gözden kaçırdığımızı düşünüyoruz. | Open Subtitles | أنواع الإجابات التي توفرها هذه النظرية على هذه الأسئلة تبدو محض سخف ذلك أننا نعتقد أننا نفتقد شيء كبير جدا جدا |
Ve herkes bilir ki, Almanlar'a küçük bir şey verirsen örneğin çalışma odası veya Avusturya daha büyük şeyler isteyeceklerdir. | Open Subtitles | و الجميع يعلمون بأنك إذا أعطيت الألمان شيئاً صغيراً كغرفة الدراسة أو النمسا ينتهي الأمر برغبتهم بالحصول على شيء كبير |
Eminim o kapının arkasında Çok büyük bir şey var. | Open Subtitles | أراهنكَ بأنه بوجد شيء كبير في الجانب الآخر من الباب |
Vegas'ta bizimle ilgilenen bir otel var. büyük bir iş. | Open Subtitles | لكن هناك فندق في فيغاس ينتظرنا أنا أتحدث عن شيء كبير |
Yani, görece çok küçük birşeyden burada elbise bu boydadır, aynı şekilde uygulanmış başka birşeye hareket ettirirseniz bunun çok büyük bir iş olduğunu görebilirsiniz. | TED | فعندما تنتقل من تصوير شيء صغير مثل هذا الفستان الى شيء كبير جداً مستخدماً نفس الطريقة يمكنك ان تعي كمية العمل المطلوبة للقيام به |
Artık üzerine büyük bir şeyin düşeceğinden endişelenmeli miyim... bir sonraki yolculuğunu kastediyorum. | Open Subtitles | هل يجب أن أقلق حول سقوط شيء كبير عليك في المرة القادمة التي... |
büyük bir şeyin peşindeydi, o kadar büyük ki nükleer reaktör adeta bir pile benzeyecekti. | Open Subtitles | بعمل قوي لقد كان يسعى خلف شيء كبير شيء كبير جدا سيجعل القنبلة النووية تبدو مثل بطارية صغيرة |
Karadelik aslında gerçekten... Büyük birşey. | Open Subtitles | في الحقيقة الثقب الاسود عبارة عن شيء كبير |
Gerginlik, benim için çok Büyük birşey. Alkolle birlikte bu da var aslında. | Open Subtitles | شيء كبير علي في الواقع يحدث لي كلما أثمل |
Biraz makarna. Büyük birşey değil. | Open Subtitles | بعض المُعجنات وحسب لا شيء كبير |
Algılama ve cevap verme: Geribildirim çok önemli bir şey. | TED | الاستشعار والاستجابة: رد الفعل هو شيء كبير. |
önemli bir şey olmuş. | Open Subtitles | اقسم ان لم نكن هناك خلال 5 دقائق شيء كبير قد حصل |
ama fark ettim ki bu kadar büyük bir şeyi erkenden planlamaya başlamak kimseye zarar vermezdi. | TED | ولكنني اكتشفتُ، لن يضر البدء في التخطيط من أجل شيء كبير جدًا، في مرحلة مبكرة جدًا. |
Dinle, büyük şeyler yapacağız. Şu an onun üzerinde çalışıyorum. | Open Subtitles | اسمع، هناك شيء كبير يجري إنّي أعمل على شيء كبير حقاً |
- Çok büyük bir şey keşfettim. - Aferin sana Sally. | Open Subtitles | إكتشفت لتوي شيء شيء كبير |
Gittiler çünkü yapılan büyük bir şeydi. | TED | لقد ذهبوا لانه كان شيء كبير ليقوموا به . |