Sana Önemli bir şey söyleyeceğim. | Open Subtitles | اسمع، لدي شيء أقوله لك، شيء مهمّ. |
Dinle, sana söylemem gereken bir şey var, Önemli bir şey. | Open Subtitles | اسمع، لدي شيء أقوله لك، شيء مهمّ. |
Ona Önemli bir şey vermem gerek. Lütfen gelince haberdar edin. | Open Subtitles | لديّ شيء مهمّ لأعطيه إياه أرجوك أخبره |
Önemli bir şey olduğunu söylemişti. | Open Subtitles | قال أنّه شيء مهمّ |
Bilirsin, bazenleri önemli bir şeyini kaybedersin, öyle bir şey ki senin hayatının tam ortasındadır, ...onsuz yaşamayı düşünemeyeceğin bir şeydir. | Open Subtitles | أحياناً، عندما تخسر شيء مهمّ لك، شيء يكون مركزك، شيء تشعر أنّه لا يمكنك العيش من دونه، فإنّك تفقد كيفيّة العيش |
Düşmanımızın ismini ve yüzünü biliyoruz. Bu da bir şeydir. | Open Subtitles | أصبح لعدونا اسم ووجه، هذا شيء مهمّ. |
Ama kamyonetimde çok Önemli bir şey var Jill. Ona göz kulak olmanı istiyorum. | Open Subtitles | ولكن لديّ شيء مهمّ في شاحنتي يا (جِل)، وأريدكِ أن تحرسيه لأجلي |
Önemli bir şey değil. | Open Subtitles | لا شيء مهمّ. |
Önemli bir şey yok. | Open Subtitles | لا شيء مهمّ |
Önemli bir şey değil. | Open Subtitles | لا شيء مهمّ |
Sanırım bu da bir şeydir. | Open Subtitles | هذا شيء مهمّ |