Korkarım hayır. Bu gece burada yapabileceğimiz bir şey yok. | Open Subtitles | للأسف ، لا لا يوجد شيء يمكننا القيام به الليلة |
Bu süreci hızlandırmak için yapabileceğimiz bir şey yok mu? | Open Subtitles | هل هناك أي شيء يمكننا القيام به لتسريع هذا الأمر؟ |
Yalan haber, istihbarat savaşında güçlü bir silah. Ama ona karşı yapabileceğimiz bir şey var. | TED | تعد الأخبار الزائفة سلاحاً فعالًا في حرب المعلومات، لكن هناك شيء يمكننا القيام به حيالها. |
İki işin faziletlerini karşılaştırmak yapabileceğimiz bir şey ve çoğunlukla yapıyoruz da. | TED | إن المقارنة بين المزايا الإجمالية للوظيفتين هو شيء يمكننا القيام به، وغالبًا ما نقوم بفعله. |
- Yapabileceğimiz hiçbir şey yok. | Open Subtitles | ـ ليس هناك شيء يمكننا القيام به. |
Bankada sizin için yapabileceğimiz bir şey varsa, söyleyebilirsiniz. | Open Subtitles | إذا كان هناك أي شيء يمكننا القيام به لك في المصرف، فأعلمنا بذلك |
Neyse, sanırım sabaha kadar yapabileceğimiz bir şey yok. | Open Subtitles | على أية حال ، أعتقد أنه لا يوجد شيء يمكننا القيام به حتى الصباح |
Geçici bir onarım yaparım ama kanama yeniden başladığında, ki başlayacak yapabileceğimiz bir şey olmayacak. | Open Subtitles | يمكنني القيام بـ إصلاح مؤقت ولكن بمجرد ان يبدأ النزيف مرة أخري لن يكون هناك أي شيء يمكننا القيام به |
yapabileceğimiz bir şey yok. Ölmüş! Buradan gitmemiz gerek. | Open Subtitles | لا يوجد شيء يمكننا القيام به لقد مات علينا أن نخرج من هنا |
yapabileceğimiz bir şey olursa bize haber verir misin? | Open Subtitles | إذا كان هناك أي شيء يمكننا القيام به ، أي شيء على الإطلاق ، هل ستتصل؟ |
Onu alaşağı etmemiz için yapabileceğimiz bir şey olmalı. | Open Subtitles | لابدّ أن يكون هناك شيء يمكننا القيام به لإسقاطها |
Buraya kadarmış. yapabileceğimiz bir şey yok. | Open Subtitles | نحن محجوبين في الخارج ليس هناك شيء يمكننا القيام به |
Burada çıplak bir hastamız var. yapabileceğimiz bir şey yok. | Open Subtitles | لقد وضعتُ حقنة وريديّة هنا لا يوجد شيء يمكننا القيام به |
yapabileceğimiz bir şey yok. | Open Subtitles | ليس هناك شيء يمكننا القيام به نحن خارج الخيارات |
Maalesef buradan yapabileceğimiz bir şey yok. | Open Subtitles | للأسف، لا يوجد شيء يمكننا القيام به من هنا حقاً |
Söylediğin gibi hiç gücümüz yok, yapabileceğimiz bir şey de yok. | Open Subtitles | لقد قلتَ أننا لانمك أي قوة، ولا يوجد شيء يمكننا القيام به. |
Onun için yapabileceğimiz bir şey olmalı. | Open Subtitles | لابد من وجود شيء يمكننا القيام به من أجله، صحيح؟ |
yapabileceğimiz bir şey yok. | Open Subtitles | لا يوجد شيء يمكننا القيام به حيال ذلك الآن |
Hayır, fakat Yapabileceğimiz hiçbir şey kalmadı. | Open Subtitles | لا، لكن... لا يوجد شيء يمكننا القيام به، انتهى كل شيء |
Yapabileceğimiz hiçbir şey yok. | Open Subtitles | ليس هناك شيء يمكننا القيام به. |
Kanunları çiğnemediği sürece, Yapabileceğimiz hiçbir şey yok. | Open Subtitles | حتى يخالف القانون... لا يوجد شيء يمكننا القيام به على الاطلاق |