Ve daha iyi hissetmeni sağlamak için yapabileceğim bir şey olsun isterdim. | Open Subtitles | وأود أن كان هناك شيء يمكنني القيام به لجعلكِ تشعرين بشكل أفضل |
Bunu senin flört programın anlamayabilir ama bu konuda yapabileceğim bir şey yok. | Open Subtitles | والتي قد يتحدى المنطق الآلي، ولكن هناك شيء يمكنني القيام به حيال ذلك. |
Onu sana geri getirmek için yapabileceğim bir şey yok, biliyorum. | Open Subtitles | وأنا أعلم أنه لا يوجد شيء يمكنني القيام به لإعادتها إليك. |
İki numaralı emir: "Güneş için yapabileceğim hiçbir şey yok. " | Open Subtitles | عدد الوصية الثانية: لا يوجد شيء يمكنني القيام به حول الشمس. |
Böyle bir kadın var ve istediğini söyleyebilir ve onu durdurmak için yapabileceğim hiçbir şey yok, çünkü İftira Kanunu bize karşı. | Open Subtitles | إنها بالخارج هناك يمكنها قول ما تريد وليس هناك شيء يمكنني القيام به لإيقافها لأن قوانين التشهير ضدنا |
Ancak yapabileceğim bir şey yok. | Open Subtitles | ولكن لا يوجد شيء يمكنني القيام به حيالهذاالأمر. |
Tehllike anlarında, eğer durumu kurtarmak için yapabileceğim bir şey yoksa hep uyurum. | Open Subtitles | عندما يكون هناك شيء يمكنني القيام به للتخفيف من الخطر، أنام. ماذا عن لحظاتى الخطرة ؟ |
Eğer yapabileceğim bir şey olursa... | Open Subtitles | حسنا , إذا كان هناك شيء يمكنني القيام به |
Buraya bir daha dönmemek için yapabileceğim bir şey var mı? | Open Subtitles | هل من شيء يمكنني القيام به لأتجنّب الرجوع إلى هنا؟ |
Sizin için yapabileceğim bir şey var mı acaba? | Open Subtitles | انا اسفة.هل هناك اي شيء يمكنني القيام به من اجلك؟ |
Çok üzgünüm. Bunu telafi etmek için yapabileceğim bir şey var mı? | Open Subtitles | هل هناك أي شيء يمكنني القيام به لجعل الأمر متروك لكم؟ |
Gerçekten öyleyim. yapabileceğim bir şey olursa... | Open Subtitles | حسناً ، لو كان هناك أي شيء يمكنني القيام به |
Yokluğunda senin için yapabileceğim bir şey var mı? Hayatım. | Open Subtitles | هل هنالك شيء يمكنني القيام به بينما انت مسافر؟ |
Peki, eğer benim yapabileceğim bir şey varsa... | Open Subtitles | حسناً, إذا كان هناك شيء يمكنني القيام بهِ |
Peki, eğer benim yapabileceğim bir şey varsa... | Open Subtitles | حسناً, إذا كان هناك شيء يمكنني القيام بهِ |
Çünkü size yardım edebilmek için yapabileceğim hiçbir şey yok. | Open Subtitles | لأن ليس هناك شيء يمكنني القيام به لمُساعدتك |
Onun cesur biri olması için yapabileceğim hiçbir şey de yoktu. | Open Subtitles | ولم يكن هناك شيء يمكنني القيام به لأعطيه أياً منها. |
Görünüşe göre yapabileceğim hiçbir şey yok. | Open Subtitles | وعلى ما يبدو بأنه ليس شيء يمكنني القيام به بعد الأن |
Seni anlıyorum, ama yapabileceğim hiçbir şey yok. | Open Subtitles | أنا متعاطفة معك، ولكن ليس هناك شيء يمكنني القيام به |
Kızgınım ve bundan utanıyorum ama yapabileceğim hiçbir şey yok. | Open Subtitles | أنا غاضب والخجل، لكن لا يوجد شيء يمكنني القيام به حيال ذلك. |
Bu konuda yapabileceğim hiçbir şey yok. | Open Subtitles | وليس هناك شيء يمكنني القيام به حيال ذلك. |