Sen bu konuda bir şeyler yapmak için eşsiz niteliklere sahipsin. | Open Subtitles | أنت مؤهلة بشكل خاص لتفعلى شيئاً بخصوص ذلك |
Eğer binlerce okul çocuğu pat diye ölüyor olsaydı bu konuda bir şeyler yaparlardı. | Open Subtitles | لو كان هناك آلاف طلاب المدارس يسقطون موتى، لفعلوا شيئاً بخصوص ذلك. |
Daha sonra, ona bu konuda bir şeyler öldürdü yoktu. | Open Subtitles | اذاً هل شيئاً بخصوص ذلك , قتلة |
bu konuda bir şey yapmam gerekecek. | Open Subtitles | سيتحتم عليَ أن أفعل شيئاً بخصوص ذلك. |
Şehir bu konuda bir şey yapmıyor, | Open Subtitles | و البلدية لا تفعل شيئاً بخصوص ذلك |
(Gülüşmeler) Eminim ki çok zekidirler. (Gülüşmeler) bu konuda bir şey yapmak istedim, hepimizin bu konuda bir şey yapmasını istedim. | TED | (ضحك) متأكد أنه كان ذكياً جداً... (ضحك) أود أن أفعل شيئاً بخصوص ذلك، وأريدنا جميعاً أن نفعل شيئاً بخصوص ذلك. |
O zaman bu konuda bir şey yap Mulder. | Open Subtitles | إذاً فلتفعل شيئاً بخصوص ذلك (مولدر) |