Ve bu anahtar her neyi açıyorsa, içinde değerli bir şey var. | Open Subtitles | وأياً ما يفتحه هذا المفتاح هناك شيئاً ثميناً داخلة |
Ama bu adam senden çok değerli bir şey aldı zaten. | Open Subtitles | ولكن هذا الرجل قد أخذ منك بالفعل شيئاً ثميناً للغاية. |
İkimizden de değerli bir şey aldılar. | Open Subtitles | لقد سلبوا شيئاً ثميناً من كلينا. |
Böyle değerli bir şeyi geri getirebilecek çok az kişi vardır. | Open Subtitles | إنه لمن النادر أن يعيد أحدهم شيئاً ثميناً كهذا؟ |
Size söyleyeyim, Örümcek Adam'ı alt edersek hepinizin eline hayvan gibi bir şey geçecek, bilmiş olun. | Open Subtitles | على كلّ، إذا هزمنا (الرجل العنكبوت)، سأهديكم شيئاً ثميناً |
Çok ama çok değerli bir şey bulduğu için. | Open Subtitles | - لأنه وجد شيئاً ثميناً للغاية |
Böylece mücevher çalmayı uman genç hırsız çok daha değerli bir şey çalmıştı. | Open Subtitles | وهكذا فعلها الصبي السارق الذي كان يتمنى سرقة جوهرة... -ماليفسنت) ) -وسرق شيئاً ثميناً أكثر بكثير |
Charlie değerli bir şey bulduğunu söyledi. | Open Subtitles | (قال (تشارلي بأنه وجد شيئاً ثميناً |
değerli bir şey. | Open Subtitles | شيئاً ثميناً. |
Çünkü biz içkimizi yudumlarken adamların mahzeninden çok daha değerli bir şeyi çıkarıyorlar. | Open Subtitles | لإننا حين كنّا نستمتع بشرابنا أخذ رجالي شيئاً ثميناً من قبوك. |
Bu kadar değerli bir şeyi ortalıkta bırakamazsın. | Open Subtitles | لا تتركي شيئاً ثميناً في الجوار هكذا فقط |
Size söyleyeyim, Örümcek Adam'ı alt edersek hepinizin eline hayvan gibi bir şey geçecek, bilmiş olun. | Open Subtitles | على كلّ، إذا هزمنا (الرجل العنكبوت)، سأهديكم شيئاً ثميناً |