Sana kişisel bir şey sorabilir miyim? | Open Subtitles | هل أستطيع ان أسألك شيئاً شخصياً ؟ ألديك مانع ؟ |
Haber vermeye deymezdi. kişisel bir şey değil. | Open Subtitles | ليس بالشىء الذي يستحق التبليغ ليس شيئاً شخصياً |
Bundan daha kişisel bir şey olabileceğini sanmıyorum. | Open Subtitles | لا اعتقد بأنه سيكون هناك شيئاً شخصياً أكتر من هذا |
Kapımı çalıyorsun yardım için yalvarıyorsun, seninle kişisel bir şey paylaşıyorum sen de gelip üzerine sıçıyorsun. | Open Subtitles | لقد طرقتَ بابي، وأستجديتني لمساعدتك وشاركتُ معك شيئاً شخصياً وأنتَ قمت بجحد هذا. |
kişisel bir şey söylesem bozulmazsın değil mi? Senin karın bir orospu. | Open Subtitles | هل تسمح لي بأن أقول لك شيئاً شخصياً ؟ |
Bilirsin bu kişisel bir şey değildi. | Open Subtitles | لم يكن شيئاً شخصياً ، أنت تعلم ذلك |
Oraya gittiğimizde başka bir şey, daha kişisel bir şey eksikti. | Open Subtitles | كان هُناك شيئاً آخر ، شيئاً ... شخصياً كان مفقوداً عندما وصلنا إلى هُناك |
- Utandığınız kişisel bir şey mi var? | Open Subtitles | شيئاً شخصياً محرجاً ؟ |
İçine kişisel bir şey koy. | Open Subtitles | وضعي شيئاً شخصياً به. |
Winston için daha kişisel bir şey istiyorum. | Open Subtitles | أريد شيئاً شخصياً لـ"وينستون". |
Schibetta'yla aranda kişisel bir şey mi var? | Open Subtitles | ألديكَ شيئاً شخصياً ضدَ (شيبيتا)؟ |