Bu sürede kasetleri incelerken beklenmedik bir şey bulduk. | Open Subtitles | لكن بينما كنا نستمع لهم، سمعنا شيئاً.. غير متوقع. |
Ve bilim adamları bu listeyi incelendiklerinde, beklenmedik bir şey fark ettiler. | Open Subtitles | و عندما فحص العلماء هذا السجل وجدوا شيئاً غير متوقع |
Bütün gece ağladıktan sonra ve itiraf edebileceğimden daha çok kucaklaşmadan sonra beklenmedik bir şey keşfettik. | Open Subtitles | ... بعد ليلة كاملة من البكاء و عناق كثير لا أود أن أعترف به اكتشفنا شيئاً غير متوقع |
Ama bilim insanları okyanusun haritasını çıkarırken hiç beklenmeyen bir şey keşfetti. | Open Subtitles | ولكن عند وضع خرائط للمحيطات اكتشف العلماء شيئاً غير متوقع علي الإطلاق |
Başka bir şey istiyorum. beklenmeyen bir şey. | Open Subtitles | أنا فقط أريد شيئاً آخر أريد شيئاً غير متوقع |
Birkaç yıl önce kurucumuz olan Dr. Skarosa beklenmedik bir şey yaptı. | Open Subtitles | قبل بضعة سنين، مؤسسنا الدكتور (سكاروسا)... فعل شيئاً غير متوقع... |
Bu tamamıyla beklenmeyen bir şey. | Open Subtitles | شيئاً غير متوقع تماماً |