O ilgisini çekmedi, sanırım batı yakasında bir şey istedi. | Open Subtitles | هى لم تكن مهتمة كانت تريد شيئاً فى الجانب الغربى |
Çok tehlikeli bir şey buldular ve bu laboratuvarlarını yok etti. | Open Subtitles | لقد وجدوا شيئاً فى غاية الخطورة نفس الشيء الذى دمر مختبرهم. |
O gece bir şey unuttuğumuz hissini üstümden atamıyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع أن أتخلّص من هذا الشعور بأننا نسينا شيئاً فى تلك الليلة. |
Tamam. Ama sopa yersem, bana bir şeyler vereceksin. | Open Subtitles | حسناً.ولكن لو ضرِبت, ستعطوني شيئاً فى المقابل. |
Asla kolay olduğu için bir şeyler yapmadım. | Open Subtitles | إنني لم أقدم على فعل شيئاً فى حياتى يمكن أن يتصف بالسهولة |
Şüphelinin odasında bir şey bulamadım, ama kesinlikle koridorun sonundaki odada bir şey buldum. | Open Subtitles | ل مأجد أى شىءٍ فى غرفته لكنّى متأكداً من أنّنى وجدتُ شيئاً فى الغرفة التى بأسفل القاعة |
Hareket etti, elinde bir şey var, o anda öldürülüyordu. | Open Subtitles | إنه يتحرك مُمسكاً شيئاً فى يديه وسوف يتركوه يأخذها |
Sokakta bir şey buldum. Onu geri göndermek istiyorum. | Open Subtitles | وجدت شيئاً فى الشارع أريد أن أعيده إلى صاحبه |
Ama pes edip bir şey demezsem bir süre sonra heyecanını kaybediyor, fikir akıllardan çıkıyor. | Open Subtitles | لكن اذا استسلمت و لم اقل شيئاً فى النهاية سوف تفقد حماستها و تختفى تلك الافكار |
Bunu sana vermem gerekiyormuş, sen de karşılığında bana bir şey verecekmişsin. | Open Subtitles | يُفترض أن أعطيك هذه ويُفترض أن تعطينى شيئاً فى المقابل |
Korumanın, cüzdanında bir şey bulduğunu söylediğini duydum. | Open Subtitles | سمعت الحارس يقول أنه وجد شيئاً فى محفظتك |
Nehrin oradayken, orada bir şey vardı o öpücük o kadar kusursuzdu ki. | Open Subtitles | عندَ النهر كانَ هناك شيئاً فى هذه القبلة , شئ مثالى |
Kesinlikle oğlum. Galiba eggnogta bir şey vardı. Tadı çok lezzetliydi. | Open Subtitles | بالتأكيد يا رجل ، أعتقد أنه كان هناك شيئاً فى المشروب جميلاً للغاية |
Dünyadaki en önemli kural şudur, kimse bedavaya bir şey vermez. Bu hayatta bir şey yapmak istiyorsan, gidip kendin yapacaksın. | Open Subtitles | أهم قاعدة فى هذا العمل, لا أحد يُعطيكَ شيئاً إذا أردت شيئاً فى الحياة, إخرج وقم بهِ |
Parkta sana bir şey göstermek istiyorum. | Open Subtitles | أنا فقط أردت أن أُريكي شيئاً. فى المُتنزه. |
Beyaz eldivenli bir adamın aşının içine bir şey kattığını gördüm. | Open Subtitles | رأيت رجلاً يرتدى قفازات بيضاء يضع شيئاً فى الحقن |
"Birisi profesörün mantarlarına bir şey koydu." demek daha doğru olur. | Open Subtitles | فالحقيقه شخصاً ما وضع شيئاً فى فطر البروفيسور |
Ronnie DeFeo, cinayetlerden haftalar önce bana geldi ve evde sesler duyduğundan ve bir şeyler gördüğünden bahsetti. | Open Subtitles | رونى ديفايو جاء لى قبل جريمه القتل بأسابيع وتكلم عن سماعه لاصواتاً وقال أن هناك شيئاً فى المنزل |
"Savaşın bu hayati noktasına bir şeyler atacak mısınız?" | Open Subtitles | هل تقذف شيئاً فى هذا الوقت الحيوى من المعركه؟ |
Ölmeden önce İstanbul'a gelip restoranda bir şeyler yemişti. | Open Subtitles | كان قد أتى الى إستانبول قبل أن يتوفى وتناول شيئاً فى المطعم ..نظر حوله |
Bu portrede benim göremediğim bir şeyi biliyorsun. | Open Subtitles | لقد عرفت شيئاً فى الصورة لم أراها أنا أبداً |
İyi tarafınızı ortaya çıkardığınızda dünyada yapamayacağınız hiçbir şey yoktur. | Open Subtitles | أليس هناك شيئاً فى هذا العالم لا تستطيعون فعله حين تدعوا الجانب الأفضل فيكم يعمل |