Sorun şu ki müzik elle tutulur bir şey değil. | Open Subtitles | نعم لكن المشكلة الموسيقى ليست شيئاً يمكن وضعه في اليد |
Elinle alabileceğin bir şey. Var mı öyle bir şey? | Open Subtitles | شيئاً يمكن حمله باليد، أهناك أيّ شيءٍ كهذا يستطيع مساعدتك؟ |
Ayrıca şu durumun ortasında istediğim son şey sezaryen olur ama ona yardımcı olabilecek bir şeyim de yok ve eğer bir şey yapmazsan bebek ölebilir. | Open Subtitles | ايضا، اخر ما احتاجه هو ان اجري عملية قيصرية في خضم هذا، لكن ليس لدي ما يساعدها و اذا لم افعل شيئاً يمكن ان يكون الجنين |
- Hayır, ama kurbanın vücudundaki depimentasyonu açıklayacak bir şey buldum. | Open Subtitles | لقد وجدت شيئاً يمكن ان يفسر اختفاء الصبفة. |
Bu, çok karmaşık bir oyun teoristi tarafından önceden tahmin edilebilir bir şeye dönüştürülmüştür. CalTech okulundan mezun olmalı ve bu konu hakkında bir şeyler öğrenmelisiniz. | TED | أتضح أن هذا شيئاً يمكن توقعة عن طريق نوع معقد جداً من نظرية اللعبة يجب عليك الحضور إلى مدرسة دراسات عليا في معهد كاليفورنيا للتكنولوجيا و تعلمها. |
Jürinin anlayacağı bir şey bul ya da bu olayı bırak. | Open Subtitles | أحضر شيئاً يمكن للمحلفين فهمه أو امضِ قدماً |
Bu, gizli servisin seni koruyabileceği bir şey değil. | Open Subtitles | هذا ليس شيئاً يمكن لدائرة المخابرات حمايتك منه |
Benden kovulmama neden olabilecek bir şey yapmamı istiyorsun. | Open Subtitles | أنت تطلبين مني شيئاً يمكن أن يتسبب في طردي |
Benden kovulmama neden olabilecek bir şey yapmamı istiyorsun. | Open Subtitles | أنت تطلبين مني أن أفعل شيئاً يمكن أن يتسبب في فصلي |
Dışarıda bir yerde beni kontrol edecek bir şey olduğu sürece hala bir tehdidim. | Open Subtitles | طالما أن هناك شيئاً يمكن أن يسيطر عليّ، فما زلت أمثل تهديداً |
Mide bulantısı, saf iradeyle üstesinden gelinebilecek bir şey değildir. | Open Subtitles | ليس الغثيانُ شيئاً يمكن تجاوزهُ بالإرادةِ القويّة |
Artı, yazarlığın öğretilebilir bir şey olduğundan emin değilim ama yine de belirtmeliyim ki, hayatımın son 4 senesi tam bir temizlik oldu, hepimiz bunu itiraf edebiliriz... | Open Subtitles | وأيضاً لا أعرف هل سأكتب شيئاً يمكن تعليمه رغم أن علي القول آخر سنوات حياتي كانت إنجراف كامل , سأعترف بهذا |
Her şey silinmiş, bir şey yok ancak bizi şeyleri kurtarabileceklerini söylüyorlar. | Open Subtitles | لا يوجد شيء لقد كان كله محذوف لكنّم قالوا بأنْ هناك شيئاً يمكن إسترداده |
Madem yardım etmeyeceksin en azından yardımı dokunacak bir şey almama izin ver. | Open Subtitles | فعلى الأقلّ دعني آخذ شيئاً يمكن أنْ يساعدني |
Bu, kaybedebileceğin bir şey değil tamam mı? | Open Subtitles | انه ليس شيئاً يمكن ان تفقديه، حسناً؟ |
Gerçek bir yemeği uzaktan bile olsa anımsatan bir şey yemez misin? | Open Subtitles | أتأكلين شيئاً يمكن اعتباره طعام حقيقي؟ |
Ya da onu üzecek bir şey dediniz mi? | Open Subtitles | أو قال شيئاً يمكن أن يكون ضايقها؟ |
Ama eğer bu soruşturmaya yardımcı olacak bir şey biliyorsa... | Open Subtitles | شيئاً يمكن أن يساعد في هذا التحقيق |
Bu Humprey'in yardım edebileceği bir şey değil mi? | Open Subtitles | هذا ليس شيئاً يمكن لهمفري مساعدتك به? |
Ve bunun sonucunda, faydalı olacak bir şeyler yapmaya karar verdik, ilk olarak dipteki grup, yani Afro-Amerikan öğrencilere ve daha sonra İspanyol öğrencilere. | TED | وكنتيجة لذلك، قررنا أن نفعل شيئاً يمكن أن يساعد، قبل كل شيء، المجموعة الأقل مستوى، والطلاب الأفارقة الأمريكان وبعدهم الطلاب الإسبان. |
Nihayet kutlamaya değer bir şeyler vardı. | Open Subtitles | لقد وجد أخيراً شيئاً يمكن الأحتفال به |