Ama içimde bir şeyler olduğunu hissediyorum. Bir şeyler olmak üzere. | Open Subtitles | و لكنى أشعر أن هناك شيئ ما يحدث لى و سيتحقق |
Bu tür şeyler çok sık oluyor, dışarıda çok çılgın bir dünya var. | Open Subtitles | شيئ ما مثل هذا الشيء يجعل الناس تدرك كيف هو العالم مجنون بالخارج |
Onlara hatırlağım herşeyi söyledim. Uyuyordum. Bir şey beni uyandırdı. | Open Subtitles | أترين، لقد أخبرتهم بما تذكرت كنت نائماً، شيئ ما أيقظني |
Görüyorsun onlara hatırladıklarımı anlattım. Uykudaydım. Bir şey beni uyandırdı. | Open Subtitles | أترين، لقد أخبرتهم بما تذكرت كنت نائماً، شيئ ما أيقظني |
Diyafram tamamen kapanmış, göğüs kafesi ezilmiştir, ve zihinsel olarak da, devam eden birşeyler vardır. | TED | يدخل الغشاء كلّياً، يتجه القفص الصّدري نحو الداخل، وهنا، ذهنيا، يحدث شيئ ما فعلاً. |
Propaganda bir şeyi öğretmek demek. | TED | لا تفعل ,بالضرورة الدعاية هو اسلوب الانتماء لشرف شيئ ما |
Bilim dünyasında, bir şeye inanıyorsanız, inanma nedenlerinizi öğrenmek isteriz. bir şeyin bizim için iyi ya da kötü olduğunu | TED | في العلوم .. نحن نهتم فقط بالأسباب التي دفعتك لإعتناق رأي علمي ما. وكيف يمكنك الجزم بأن شيئ ما مفيد لنا كبشر |
Meuse Nehri ve uçak kazasıyla ilgili bir şeyler söylediler. | Open Subtitles | لم استمع جيدا لكن سمعت شيئ ما عن تحطم طائرة |
Onu çok iyi tanımıyorduk ama bir şeyler yapmak istedik. | Open Subtitles | لم نعرفه كثيراً، لكننا شعرنا بأن علينا فعل شيئ ما |
Hastaneye giriş yaptım, sandım ki içeride bir şeyler oluyor. | Open Subtitles | لذا دخلتُ لأتفقد الأمر إعتقدتُ أن شيئ ما يحدث بالداخل |
Bir şeyler düşünürüz. Eğer isterseniz bir evlilik sonrası anlaşma. | Open Subtitles | وسوف نفكر في شيئ ما إتفاقية ما بعد الزواج .. |
Bağışıklık artırıcı aşıyı kullandı. Karşısına bir şeyler çıkmış olmalı. | Open Subtitles | لقد استخدم الحقنة الإضافية شيئ ما يجب ان يقوم بتبطيئه |
Fakat aramızda planın bir parçası olmayan Bir şey oldu. | Open Subtitles | لكن حدث شيئ ما بيننا لم يكن جزءاً من الخطة |
Sadece, acaba erkekleri kendisinden uzaklaştıracak Bir şey yapıyor olabilir mi diye sordum sanırım sonra da aklına üzücü Bir şey geldi. | Open Subtitles | لقد فقط سألتها اذا كان هنالك شيئ ما تفعلة يبعد الرجال عنها و بعد ذالك خمنت انها فكرت بشيئ ما حزين جداً |
Görünen o; ve burada oluşundan yola çıkarak buraya Bir şey geldi diyebilirim. | Open Subtitles | نعم على ما يبدو ونظراً لكونكِ هنا فأظن أنَّ شيئ ما عبر خلالها |
Daha önce arardım ama, çok önemli Bir şey çıktı. | Open Subtitles | كان عليّ أن أتصل مبكراً إنه شيئ ما هام جداً |
Ve ben de düşünüyordum Tanrı korusun ikimizden birine Bir şey olursa bebeğe kimin bakacağına dair belki de kanuni bir belge imzalamalıyız. | Open Subtitles | كنت أفكر في أن يعني لا سمح الله شيئ ما يحدث في أي من الولايات المتحدة, ربما يجب علينا شيء مكتوب قانونا ارتفاع |
Sanırım, Yunanlıları bir adım geçip birşeyler başarabiliriz. | TED | اعتقد انه بامكاننا التفوق على اليونانيين و تحقيق شيئ ما. |
Ben de senin akılda kalıcı birşeyler söylediğini hatırlıyorum. Zengin olup Park Bulvarında bir daire sahibi olmak hakkındaydı. | Open Subtitles | و أنت قلت لى شيء للذكرى أيضاً شيئ ما عن الثراء |
İşler kontrolden çıktı ve ne yapacağımı bilemedim ve sonra benim için her şeyi değiştiren Bir şey oldu. | TED | كانت الأمور خارجه عن السيطرة ولم أكن أعرف ما يجب القيام به، ولكن شيئ ما حدث أدى إلى تغير كل شيئ بالنسبة لي. |
bir şeyin olmasını dilemekle, olmasını sağlamak farklı şeylerdir. | Open Subtitles | التمنى والتخطيط لحدوث شيئ ما مختلفان تماما عن بعضهما |
- Onda bizi sorunlu bir dünyaya koyacak Bir şey var. | Open Subtitles | لديه شيئ ما انه سوف يضعنا جميعا في عالم من المتاعب |
Rus politikacılar ile ilgili bir şeydi. | Open Subtitles | كان شيئ ما للعمل مع سياسيّ روسيّ، |
Eğer bir şeyden kaçmıyorsa kimse bu sulardan geçmez. | Open Subtitles | لا أحد يعبر هذا النهر إلا إذا كان هارباً من شيئ ما |
Gidip birşey ararsanız, bu Google.com olabilir, sahip olduğumuz farklı versiyonları, yani bu onun Alpha çıkışlı olduğu zaman, ve yine bu onun Stanford'da nasıl göründüğü bulabilirsiniz. | TED | اذا بحثت عن شيئ ما, و هذا هو غوغل دوت كوم الاصدارات المختلفة منه و التي لدينا هكذا بدا عند الاصدار التجريبي الأول وهكذا بدا في ستانفورد |