O Sydney'nin arkadaşı ve bildiğimiz kadarıyla hiçbir şey bilmiyor. | Open Subtitles | هو صديق سيدنى وبعيد عن كل شيئ,هو لا يعرف شيئ |
Bazıları en önemli şey mutfaktır der ama bence en önemlisi banyo. | Open Subtitles | البعض يقول أن أهم شيئ هو المطبخ. لكني أظن أن الحمام أهم. |
Bence en önemli şey, Yargıca saygı göstermek. Ama bu yalakalık olmamalı. | Open Subtitles | أعتقد أن أهم شيئ هو احترام القضاة دون تذلل |
Fakat şuna katılıyorum, son olarak arkanda bıraktığın şey insanların üzerinde bıraktığın etkidir. | Open Subtitles | أوافقك، أهم شيئ هو الانطباع الذي تتركه لدى الناس |
Hiç bir şey hakkında değil. Clifton'dan sadece, hepsi bu. | Open Subtitles | ليس لذلك علاقة بأي شيئ هو من كليفتون هذا كل شيئ |
Hayatımda başıma gelebilecek en kötü şey bir bok çukurunda hapsolmak derken bir de o çukurun üzerine 2000 kiloluk bombalar yağdırıyorlar. | Open Subtitles | عندما تفكر بأن أسوء شيئ هو سجنك في حفرة مرحاض سيبدؤون بإلقاء القنابل عليك في هذه الحفرة |
- Yanlış bir şey yapmadım. - İçgüdülerine güven Lucas. Daima doğrudurlar. | Open Subtitles | وبالتالي لا يوجد شيئ هو قادر علي فعله |
Aslında bir kızın diyebileceği en kötü şey "Sadece arkadaş olmak istiyorum." | Open Subtitles | في الحقيقة اسوء شيئ هو "انا فقط اريد ان نكون اصدقاء" |
Her şey filmden ibaret değil, tamam mı? | Open Subtitles | انت تعلم ان ليس كل شيئ هو فيلم ؟ |
Ben bir şey demedim, bunlar dedi. | Open Subtitles | لا، أستاذ . لا أقول أي شيئ هو - |
bana yaptıkları her şey hakkında. | Open Subtitles | عن كل شيئ هو فعله بي |
Birden tüm bu şey bizim hatamız oldu. | Open Subtitles | و فجأة كل شيئ هو خطأنا |
Her şey durgun bir hayattan daha iyidir. | Open Subtitles | أي شيئ هو أفضل من حياةٍ ساكنة |
Bana her şey makul. | Open Subtitles | أي شيئ هو مقبول بالنسبة إليّ |
Bu senin için en kötü şey, kahve. | Open Subtitles | أسوء شيئ هو القهوة |
Her şey "Çünkü sana bunu söylemiştim." | Open Subtitles | "كل شيئ هو "لأني أخبرتك بذلك |
Her şey "Yapmam gerekiyordu." | Open Subtitles | "كل شيئ هو "توجب فعل ذلك |
Her şey "Çünkü sana bunu söylemiştim." | Open Subtitles | "كل شيئ هو "لأني أخبرتك بذلك |
Her şey "Yapmam gerekiyordu." | Open Subtitles | "كل شيئ هو "توجب فعل ذلك |
Ters olan bir şey var. | Open Subtitles | شيئ هو خارج |