| Her yer olabilir. Shelton onları bulacak, her zaman bulur. | Open Subtitles | يمكن أن يكونوا في أي مكان، شيلتون سيجدهم، لطالما وجدهم. |
| Hayır Bay Shelton, önemli olan Kraliyet Şeker Şirketi uygulamada tüm Queimada ekonomisini kontrol ediyor. | Open Subtitles | كلا, سيد شيلتون ولكن المهم هو هذا الشركة الملكية للسكر تسيطر عمليا على اقتصاد كيمادا بالكامل |
| Pekâlâ, kâr mantığı budur, değil mi sevgili Shelton? | Open Subtitles | وهذا هو منطق الربح اليس كذلك يا عزيزي شيلتون ؟ |
| Saat 13:10'da Chilton Caddesi Okulu'nda olmak üzere 12:55'de Beyazsaray'dan ayrılacağız. | Open Subtitles | اذا، سوف نغادر المنزل فى ال12: 55م الوصول الى مدرسة شيلتون ستريت فى ال 1: |
| Chilton güvenlikten tüm birimlere. Klasik konuşmasını tamamlıyor. | Open Subtitles | من امن شيلتون الى جميع المراكز،قوموا بتغطية الرئيس |
| Shelton seni askeri mahkemeye verebilir. | Open Subtitles | شيلتون سيقيم لك محاكمة عسكرية حين يكتشف ذلك. |
| Sen ve arkadaşın Bayan Shelton buradasınız çünkü Alberto Garza'yı öldürdüğünü itiraf edeceksin. | Open Subtitles | أنت وصديقتك السيدة شيلتون هنا لأنك ستعترف بقتل البرتو غارزا. |
| Shelton, Hopper'ı yakalamışsın ama gitmesine izin vermişsin. | Open Subtitles | شيلتون, سمعت أن هوبر كان معك و تركته يذهب |
| Sadece, Bayan Shelton birkaç şeye açıklık getirir mi diye merak etmiştik. | Open Subtitles | كنا فقط نريد من الانسة شيلتون توضيع بغض النقاط أعني هذة ليست المرة الاولي التي تتورط فيها بأمر كهذا |
| Gördüğüm adamlar kadar, belki Shelton kardeşler ve ben hariç, iyisin. | Open Subtitles | وأنت أفضل شخص رأيته ماعدا الأخوة شيلتون وأنا |
| Shelton'lar veya benim kadar iyi olamamanın nedeni kararlı veya hızlı veya şanslı olmayla ilgili bir şey değil. | Open Subtitles | والسبب أنك لست جيد كأخوة شيلتون وأنا هو أنه لن تحصل على شيء وأنت ثابت أوبسرعة أو أنه ياتيك عرضي |
| Bunlar Shelton kardeşler. Bu adam da tutuklum. | Open Subtitles | ،هؤلاء الأخوة شيلتون ..وهذا الرجل هنا سجيني |
| Boya kokuları ve kendini Blake Shelton sanan çıplak gezinen ayarsız bir barmenle uyanmaktan rahatsız oluyorum. | Open Subtitles | انا منزعجة لاني استمر بالاستيقاظ علي ابخرة مواد الطلاء والمغازلات من نادل لا يرتدي قميصا والذي يظن نفسه بليك شيلتون |
| Canım, yapmak istemiyorsan, ben seve seve evime dönüp Blake Shelton'ın yeni çıkan aldatma söylentileriyle ilgilenebilirim. | Open Subtitles | عزيزتي إذا لم تكوني مهتمه سأعود إلى المنزل بسعادة و أتعامل مع إشاعة الخيانة الزوجية لبلايك شيلتون |
| Hastanede Dr. Chilton ona uygulanan tüm fiziksel prosedürü anlatacak. | Open Subtitles | سوف يقوم د.شيلتون بالمصحه باخبارك بالاجرائات الامنيه للتعامل معه |
| Eminim harika bir şehirdir, Dr. Chilton ama bana Dr. Lecter ile konuşmam ve öğleden sonra rapor etmem söylendi. | Open Subtitles | انا متأكده من انها بلده جميله , د.شيلتون ولكن لدي تعليمات ان أتحدث مع د.ليكتر ثم أعود عصرا |
| Dr. Chilton bu işkencelerden hoşlanıyor. | Open Subtitles | د . شيلتون يعرف كيف يستمتع بتعذيب سجنائة |
| Dr. Chilton'dan uzakta, federal bir kurumda olmak istiyorum. | Open Subtitles | اننى اريد ان اسجن فى مصحة تابعة للمكتب الفيدرالى بعيدا عن د . شيلتون |
| Chilton Sokağı Okulu'na saat 1: 10'da varacağız. | Open Subtitles | الوصول الى مدرسة شيلتون ستريت فى ال 1: 10 |
| Chilton Güvenlik'ten tüm birimlere. | Open Subtitles | من امن شيلتون الى جميع المراكز،قوموا بتغطية الرئيس |
| Eski erkek arkadaşı Shelten'ı aradı, sen onları motele kadar takip ettin. | Open Subtitles | واتصلت بصديقها اللعبة شيلتون, وذلك لم يعجبك كثيرا وهكذا تبعتها إلى الموتيل. |
| Bay Sheldon, neden bana işkence ediyorsun, dostum? | Open Subtitles | سيد شيلتون لماذا انت ترهقني يا رجل؟ |