Pekala, o zaman onu bir daireye yerleştiririz.. ..ve Her sabah 08:50'de evden çıkışını görebilirsin. | Open Subtitles | سوف نلحقه بمدرسة دينية ويمكنكِ رؤيته صباح كل يوم |
Orman işletmesindekiler her şeye burunlarını sokar bu yüzden çadır Her sabah toplanacak. | Open Subtitles | ستنزع الخيمة صباح كل يوم حتي لا يلاحظ حراس الغابة شيء أذا قاموا بدورة بحث |
Okuduğu kesin ama Her sabah iki yumurta yiyor. | Open Subtitles | وإن كان يقرأ الجريدة إنه يأكل بيضتين صباح كل يوم |
Her sabah saat 3'ten 6'ya kadar. | Open Subtitles | صباح كل يوم, مِن الثالثة صباحاً حتى السادسة صباحاً. |
Peki, sanki dokuz yaşındaymışsın gibi Her sabah elbiselerini hazırlıyor mu? | Open Subtitles | حسنا, هل تبسط لك ملابسك في الخارج صباح كل يوم و كأنك في التاسعة من عمرك؟ |
Kaçırdığın zamanı telafi etmek için, Her sabah iki saat erken gelme şartıyla. | Open Subtitles | شكرا جزيلا من أجل التفاهم. طالما انه يحصل هنا اثنين ساعات في وقت مبكر صباح كل يوم لتغطية ذلك الوقت انه مفقود. |
Ki kablosu Her sabah duvardan çıkıp durmaktan dertliydi. | Open Subtitles | ماعدا الأسلاك. والتي كانت تعاني من النزع القوي من الجدار صباح كل يوم. |
Her sabah 5'de kalkar ve onu alıştırmalara götürürdü. | Open Subtitles | إستيقظ صباح كل يوم في الخامسة ورافقها لحصة التدريب، |
Her sabah işe severek gelen bir grup insan var burada ve bu firmayı geliştirmek için hazırlar. | Open Subtitles | لديك مجموعة من الأشخاص يُحبوا القدوم إلى هُنا صباح كل يوم ويتم إقتيادهم من أجل الإستمرار في بناء تلك الشركة بالكامل |
Bu süreçte moralleri yükseltmek için Her sabah branç düzenleyeceğim. | Open Subtitles | وفي غضون ذلك، سأستضيف حفل غداء صباح .كل يوم لرفع معنويات الناس |
Ve Her sabah bizzat altını üstüne getiriyorum. | Open Subtitles | وأقوم شخصياً بتفقد النظام في صباح كل يوم |
Artık Her sabah böcek tarıyorum. | Open Subtitles | أقوم بفحص لأجهزة التجسس في صباح كل يوم الآن |
Her sabah ona yenisini veriyorum. | Open Subtitles | أقوم بتسليمه واحداً جديداً في صباح كل يوم |
Fakat anahtar tutkuyu bana aşılamış olmasıdır. gerçektende Her sabah uyandığımda daha iyisini yapmaya çalışıyorum yaşamdaki rolümü Her sabah uyandığımda düşünüyorum sadece Fortune 500 şirketin CEO olmak değil | TED | ولكن الأمر المهم انه غرس في داخلي عاطفة لان استيقظ صباح كل يوم وانا اريد ان افعل أفضل. ان انهض حقا وأفكر بأن دوري في الحياة ليس فقط ان اكون رئيسا تنفيذيا لأحدى الشركات المصنفة ضمن فورتشين 500. |
Her sabah yaptığım gibi parkta şınav çekiyordum o sırada Mike Frato'nun bir Cadillac'la üzerime geldiğini gördüm. | Open Subtitles | كنت في متنزه البلدية أقوم بتمريناتي مثل صباح كل يوم عندما رأيت "فراتو" قادمًا باتجاهي في سيارة كاديلاك |
Her sabah uğrayıp bir tane almayı seviyorum. | Open Subtitles | أود أن أحضر واحد صباح كل يوم |
Her sabah hala burada olacağım. | Open Subtitles | سابقى هنا صباح كل يوم. |
- Adam, Balon Adam'ın Her sabah elinde çöreklerle eve geldiğini söyledi. | Open Subtitles | يأتي صباح كل يوم ومعه الكعك |
Her sabah hala kontrol ediyorum. | Open Subtitles | مازلت أتفقدها في صباح كل يوم |
Her sabah Jane ile SIOC'a rapor vereceksin | Open Subtitles | ستقوم بالمُتابعة مع قسم المعلومات الإستراتيجية والعمليات مع (جين) في صباح كل يوم |