Hemşire yanılıp, oğlan olduğunu söyledi. | Open Subtitles | أتعلم, أقسم أن الممرضة تسرّعت وقالت إنه صبيّ |
oğlan kızı öldürür, kızın oğlu oğlanın kızını takip eder. | Open Subtitles | صبيّ يقتل فتاة فيطارد ابن الفتاة بنت الصبيّ |
Ama yine de bir erkek çocuğu böyle yetiştirmek zor değil mi? | Open Subtitles | ومع ذلك، تربية صبيّ تتطلّب جهداً كبيراً، لا؟ |
Sizleri adalete teslim etmek için, bir çocuğun kendi canına kıyması utanç verici. | Open Subtitles | إنّه لأمر مُؤسف أنّ على صبيّ الإنتحار لجلب كلّ واحدٍ منكم إلى العدالة. |
Zenci bir çocuk artı basketbol... Eşittir Beyaz kız. | Open Subtitles | صبيّ أسود زائد كرة السلّة تساوي فتاة بيضاء |
Tatlı Çocuk. Umarım bu kişisel olarak görüşmemizi engellemez. | Open Subtitles | يا صبيّ العزيز , أرجو ألا يكون هذا بديلا عن مقابلة على انفراد |
Sadece küçücük bir çocuktu o, ezdin geçtin bir şey yapama-- | Open Subtitles | لقد كان مجرد صبيّ صغير، وصدمته ولم تستطع |
Küçük bir oğlan çocuğu olduğumdan beri, Hep NASA'da çalışmak istemiştim. | Open Subtitles | لقد أردتُ دائماً العمل بـ "ناسا" منذ كنتُ صبيّ صغير |
Kılıcını elinden düşürmeye yatkın bir oğlan yerine? | Open Subtitles | وليس مجرد صبيّ عُرضه لفقدان سيفه |
Bir çocuğun yokmuş. Evinde bir oğlan olması hoş olur. | Open Subtitles | (جيل)، ليس لديكِ أطفال، سيكون من اللطيف وجود صبيّ في المنزل |
İkinizin de ailesi, tanışmadıkları bir erkek çocuğun evinde kalmanıza karşı değil mi yani? | Open Subtitles | ألا يمانع والدكما نومكما في بيت صبيّ لم يتعرّفا به؟ |
Yarı kız yarı erkek. | Open Subtitles | ها هو مريضنا الجديد نصفُ فتاة ونصفُ صبيّ |
Azaltalım biraz. 9 ila 12 yaşları arasında bir erkek çocuğu aradığımızı biliyoruz. | Open Subtitles | حسناً، لنُقلّص ذلك العدد. نعرف أننا نبحث عن صبيّ في عُمر يتراوح بين التاسعة والثانية عشرة. |
Ya 30 bin kaydı kurtaracaksın, ya da bir çocuğun hayatını. | Open Subtitles | إمّا أن تُنقذي 30 ألف اتصال هاتفي، أو حياة صبيّ واحد. |
Eğer haklıysan, ve karaciğer yetmezliği olan bir çocuğun yemek borusuna endoskopla girersek, tekrar kanayabilir. | Open Subtitles | إن كنتَ محقاً ووضعنا المنظار في صبيّ مصاب بالفشل الكبدي قد ينزف مجدداً |
Sınıfındaki bir çocuk işte. Önemli değil ki. | Open Subtitles | إنه مجرد صبيّ يدرس معها لا داعي لتضخيم المسألة |
Bir hastam var. Az görülen bir beyin hastalığı olan küçük bir çocuk. | Open Subtitles | لديّ مريض، صبيّ صغير، مُصاب بمرضٍ نادرٍ بالمخ. |
"O hiç de umut vaat eden bir asker değil." "Yüreği intikamla dolu bencil bir çocuk sadece." | Open Subtitles | فهو ليس مجنّداً واعداً، سوى صبيّ أنانيّ توّاقاً للإنتقام. |
Biraz asi ruhluydu ama tatlı bir çocuktu. | Open Subtitles | لربما جامحاً نوعا ما و لكنه صبيّ لطيف. |
Pekala, evlat. Buraya hiç girmemiş gibiyiz artık. | Open Subtitles | حسناً، يا صبيّ يبدو و كأنّنا لم نكن هُنا |
İspanyol bir genç olabileceğini söylediler. | Open Subtitles | و هم يعتقدون أن الجاني ربّما يكون صبيّ لا تيني |
12 yaşındaki bir çocuğu kaçırma ve adam öldürme ve bir FBI ajanını öldürme. | Open Subtitles | اختطاف وقتل صبيّ في الـ12 من عُمره، وإرداء عميل المباحث الفيدراليّة قتيلاً. |
Sen tatlı bir çocuksun . Evet, öylesin . Çok iyisin . | Open Subtitles | أنت صبيّ ظريف نعم ، أنت على ما يرام |