Doğru. ve bende Dilsiz ve sığ'ım ve ne olduğu hakkında hiçbir fikrim yok | Open Subtitles | . صحيح . و أنا غبية و ليس لدى رأى مطلقاً |
Doğru. Ve ben seni yendim çünkü yavaş ama emin adımlarla ilerledim. | Open Subtitles | صحيح, و بعد ذلك أنا هزمتك لأني بطيء و ثابت |
Doğru ve yanlış şeyler konusunda sert, katı prensiplerim var demek. | Open Subtitles | يعني إن لدي إدراك قوي للتمييز بين ما هو صحيح و ما هو خاطىء |
Evet ve ben paramı John Hatcher'a yatırıyorum. | Open Subtitles | ذلك صحيح و انا سأراهن بأموالي انه كان جون هاتشر اعثر لي على شيء |
Evet ve oturma odası ile veranda bir alan haline gelir. | Open Subtitles | صحيح, و غرفة المعيشة و الباحة أصبحت مساحة واحدة. |
Ancak düzgün şekilde anlaşılıp akıllıca uygulandğında kimlik politikaları bizim insan olma fikrimizi genişletebilirler. | TED | و لكن بفهم صحيح و ممارسة حكيمة لا بد لسياسة الهوية أن توسِّع من فهنا لمعنى أن تكون إنسانًا. |
Doğru. Ve genelde, bu adamlar işaretlerini bırakmayı severler. | Open Subtitles | صحيح,و بالعادة هؤلاء الناس يحبون ترك علاماتهم |
- Evet, çok doğru. Ve hoş geldin. | Open Subtitles | حسناً , ذلك صحيح و أنت على الرّحب والسّعة |
Demek istediğim, zamanlama Doğru ve ben başkasıyla da olmamıştım, o yüzden... | Open Subtitles | اعني التوقيت صحيح و لم انم مع شخص اخر .. |
Doğru ve sen onları bekleyeceksin. | Open Subtitles | هذا صحيح, و أنت ستبق هنا فى إنتظارهم |
Doğru ve sen onları bekleyeceksin. | Open Subtitles | هذا صحيح, و أنت ستبق هنا فى إنتظارهم |
Bu Doğru ve çok doğru. | Open Subtitles | حسناً , يوجد هناك صحيح و يوجد صحيح. |
Doğru, ve ben gittikçe kötüleşirim. | Open Subtitles | ذلك صحيح و يمكن أن يسوء أكثر ، تعلمان ؟ |
Evet ve birbirinize ya da arkadaşlarınıza bir şeyler almak istiyorsanız, kendi paranızı kazanabilirsiniz. | Open Subtitles | صحيح, و إذا أردتم أن تحضروا أشياء لبعضكم أولإصدقائكم, يجبأنتشتغلوالتكسبواالمال. |
Takım elbise, hazırlık ve Büro'ya tam zamanlı olarak dönmüşsün, Evet ve tekrar içkiye başlamamışsın. | Open Subtitles | البدلة، و أعتنائكَ بمضهرك و عدت للعمل مع المكتب بشكل كامل، صحيح و لم تعد لأدمانكَ للخمر |
Evet ve tekrar teşekkürler biliyorum ebeveynler bazen biraz.. | Open Subtitles | . اعطني الشيك المصرفي - . صحيح . و شكرا مجددا - |
Evet ve telefon hatları kesik. | Open Subtitles | نعم ، هذا صحيح و الهواتف لا تعمل |
Evet, ve şanımıza yaraşır şekilde tüketeceğiz onu. | Open Subtitles | صحيح , و سنظل كذلك |
Hala doğru düzgün tuvalet eğitimi vermediğinden dolayı annelerine kızgındırlar, bunun gibi şeyler. | Open Subtitles | ما زالوا غاضبينَ مِن أُمهاتهِم لأنهنَّ لم يُدربوهُم على النونية بشكلٍ صحيح و أمور من هذا النوع |
Çünkü hiçbir şeyi düzgün yapamazsın. Gururlanacak hiçbir şeyin yok. | Open Subtitles | لا شيء مما تفعله صحيح و لا شيء سوف يجعله فخور بك |
"düzgün toplum"a göre düzgün olan şey ne? | Open Subtitles | ما هو صحيح و ما هو خطأ ما هو لائق وفقاً لشرطة اللياقة |