kaya parçası olabileceklerini onlara söylemedin bile. | Open Subtitles | أنت لَمْ تُخبرْهم حتى هم يُمكنُ أَنْ يَكُونوا صخورَ. |
Ama oğullarınızın kaya olmayı düşlediğini söylemiştiniz? | Open Subtitles | لَكنِّي إعتقدتُ بأنّك قُلتَ أولادكَ حَلموا بأنْ يَكُونوا صخورَ. |
Şef, onlar kaya değil. Oradan hemen çık. | Open Subtitles | أيها الرئيس، تلك لَيستْ صخورَ إخرجْ من هناك الآن |
Boyun bölgesine gömülmüş küçük taş parçacıkları, | Open Subtitles | ضَمّنَ الضعفُ صخورَ صغيرةَ موجودة في منطقةِ الرقبةَ، |
Ben başka taş toplamıyorum. | Open Subtitles | حَسناً، لَستُ totin ' لا صخورَ أكثرَ. |
- Daha fazla taş atmayacağız, tamam mı? - Merhaba? | Open Subtitles | - لا صخورَ رَمي أكثرِ، حقّ؟ |
- kaya değil, harabe. - Orada durun! | Open Subtitles | خراب، لَيسَ صخورَ - احتلوا هنا- |
Kimse dev kaya falan bükmüyor. | Open Subtitles | لا أحد يرمي صخورَ عملاقةَ! |