Yalancı olmak konusunda bile Dürüst olamıyorsun. | Open Subtitles | لا يمكنك حتى أن تكون صادقاً بشأن عدم صدقك |
Senin için kolay olmadığını biliyorum ama Dürüst olduğun için teşekkürler. | Open Subtitles | ,أعلم أن ذلك لم يكن سهلاً عليك وأنا أقّدرُ حقاً صدقك معي |
Önüne ket vurması, kendi sıkıntıları ya da olayı tam kavrayamaması yüzündense Dürüstlüğün ve netliğin sayesinde doğru yola dönecektir. | Open Subtitles | اذا كانت مشاكله او قصوره بالشفافية تسبب له الوقوف في طريقك عندها صدقك ووضوحك سوف يؤدون مفعولهم |
Büyük bir referans ama Dürüstlüğünü takdir ettim. | Open Subtitles | هذه معلومة من الجحيم, لكني أقدر لك صدقك. |
Dürüstlüğünüz için teşekkür ederim. Ama yardım edemediğim için üzgünüm. | Open Subtitles | حسنا، شكرا لك على صدقك أناآسفلأنهلايمكننيالمساعدة. |
Yapmadığını söylediğinde sana inandı. | Open Subtitles | ولقد صدقك عندما قلتي أنك لم تقومي بالجريمة |
Onunla buluştuğunda şu ufak yarayı gösterirsen belki sana inanır. | Open Subtitles | حين ذهبت اليه و اظهرت له رقبتك الصغيرة ربما صدقك |
Tamam anladım. Sayın Vali Dürüstlüğünüzü sorgulamaya çalışıyordu. | Open Subtitles | أيها الحاكـم قال بأن صدقك موضع تساؤل |
Çantayı çalan iki kişi hikâyene bile inandı. | Open Subtitles | وهو قد صدقك بقصتك عن ذلك الرجلين اللذان أخذا الحقيبة |
Bu sıra artık ortadan kalktığına göre, Samimiyetinizi kabul etmekle hükümlüyüz. | Open Subtitles | بالرغممنأنككسرتعهدك اليناهنا، نحن مضطرون للنظر فى مدى صدقك |
- Polisteki tanıdığımız tek Dürüst adamsın. | Open Subtitles | فأنت الشرطي الوحيد هنا الذي نثق في صدقك |
Dürüst davrandığınız ve geldiğiniz için teşekkürler. | Open Subtitles | أشكرك على صدقك وعلى حضورك |
- Eşinize karşı Dürüst müsünüz? | Open Subtitles | ما مدى صدقك معة؟ |
Dürüstlüğün bunun en büyük suçlusu. | Open Subtitles | كان صدقك إلى حد كبير إلقاء اللوم على ذلك. |
Dürüstlüğün için teşekkürler. Çok yardımcı oldun. | Open Subtitles | شكراً لك على صدقك كنتَ عوناً كبيراً لنا |
Dürüstlüğün için teşekkür ederim. | Open Subtitles | شكراً لكى شكراً على صدقك |
Çok düşünürsen Dürüstlüğünü sorgular ve seni elerim. | Open Subtitles | إذا استغرقت وقتاً طويلاً ، سأشك في صدقك و أقوم بإقصائك |
Dürüstlüğünü sorgulamaya hakkım yoktu. | Open Subtitles | اسمع، لم يكن لي الحق في التشكيك في صدقك |
Dürüstlüğünüz için teşekkürler. | Open Subtitles | نشكرك على صدقك |
Dürüstlüğünüz için teşekkürler. | Open Subtitles | نشكرك على صدقك |
Yapmadığını söylediğinde sana inandı. | Open Subtitles | ولقد صدقك عندما قلتي أنك لم تقومي بالجريمة |
Oraya varınca şu ufak sıyrığını gösterirsen, belki sana inanır. | Open Subtitles | حين ذهبت إليه و أظهرت له رقبتك الصغيرة ربما صدقك |
Dürüstlüğünüzü takdir ediyorum. | Open Subtitles | أقدّر صدقك. حقا، أنا أافعل. |