Kızınız benim arkadaşım takdir ettiğim ve saygı duyduğum biri ve biliyorum son zamanlarda çok zor şeyler yaşadı. | Open Subtitles | أبنتك، صديقة لي إنها شخص أحترمه، ومعجب به وأعلم إنها تمر |
Öldürdükleri kızlardan biri benim arkadaşım değildi. | Open Subtitles | إحدى الفتيات اللائي قتلن لم تكن صديقة لي |
Köyde bir arkadaşımı bırakmıştım, gelmem için bana güveniyor. | Open Subtitles | لقد تركت صديقة لي في القرية المجاورة. إنها تعتمد عليَّ |
Bundan bir iki yıl sonraydı oyuncu olan bir arkadaşımla yemek yiyorduk ve bunun ne kadar absürd olduğunu konuşuyorduk. | TED | ربما بعد سنة أو أكثر، كنت أتناول الغداء مع ممثلة والتي كانت صديقة لي وكنا نتكلم كم أن هذا غير معقول. |
İşte tam da burada ölümcül bir hata yaptım, bir arkadaşıma sesten bahsettim ve dehşete düştü. | TED | ولكن حينذاك قمت بخطأ فادح، قمت بإخبار صديقة لي عن الصوت، فأصابها الهلع. |
Bakanım, üzüntü duyarak bildiririm ki... bu benim Bir arkadaşımın sesi. | Open Subtitles | آسف لإعلامك بذلك، سيدي الوزير و ذلك كان صوت صديقة لي. |
Benim bir arkadaşım MSC'de mülakata girdi. | Open Subtitles | هناك صديقة لي ذهبت للمقابلة النهائية في محطتك. |
Biliyorsun, o benim arkadaşımdı. | Open Subtitles | و هي كانت صديقة لي لذلك, أنا حقاً.. |
Katledilen çocuklardan hiçbiri benim arkadaşım değildi. | Open Subtitles | إحدى الفتيات اللائي قتلن لم تكن صديقة لي |
İşte şimdi bu tesadüf oldu çünkü Karen Alderman benim arkadaşım. | Open Subtitles | اوه, الأن , هذه مصادفة كــيــرين لديرمن صديقة لي. اوه, بدون مزح؟ |
Çünkü benim arkadaşım, hindistan cevizinden nefret ettiğimi bilir. | Open Subtitles | لأن أفضل صديقة لي تعرف انني أكره آيسكريم جوز الهند. |
Ama bana ulaşmak için bir arkadaşımı kaçırdılar. | Open Subtitles | لكنهم اختطفوا صديقة لي في سبيل الوصول إلي. |
Ama beni ele geçirmek için bir arkadaşımı kaçırdılar. | Open Subtitles | لكنهم اختطفوا صديقة لي في سبيل الوصول إلي. |
Amcamın yatındaydım, bayan arkadaşımla Orcas adasına gidiyorduk. | Open Subtitles | على يخت عمي ، أقود إلى مرفأ يوم الجمعة في جزيرة أوركاس مع صديقة لي |
AlDS'ten ölen bir arkadaşıma yardım etmişti. | Open Subtitles | لقد ساعدت صديقة لي ماتت من مرض الايدز الآنسة بورما |
Eski iş arkadaşım ve yakın Bir arkadaşımın babası Kansas Temsilciler Meclisinde çalışıyor. | TED | كان لعاملة سابقة وهي صديقة لي أب يعمل في مجلس نواب كانساس. |
Çok tatlı bir arkadaşım var ve onunla tanışmanı istiyorum. | Open Subtitles | هناك صديقة لي من العمل وهى لطيفة جداً، وأنا أُريدك أَن تقابلها |
Öldürdükleri kızlardan biri benim arkadaşımdı. | Open Subtitles | إحدي الفتيات اللائي قتلن كانت صديقة لي |
Hayır ama senden bundan daha fazlası var. Sen benim arkadaşımsın. En eski arkadaşımsın. | Open Subtitles | لكنّك لستِ مجرّد مصّاصة دماء أنت صديقتي، أنت أعزّ صديقة لي |
Dostum, Summer'ın benimle arkadaş olmak isteyeceğini düşünüyor musun, şeyden sonra.. Ben ona ne yaptım ki? | Open Subtitles | أتظن أن سمر تريد أن تكون مجرد صديقة لي بعد ما فعلت بها؟ |
Kız arkadaşlarımdan biri onu klüpte başka bir kadınla görmüş. | Open Subtitles | صديقة لي رأته في أحد النوادي مع امرآة آخرى |