erkek arkadaşı değilim. erkek arkadaşı olmak istiyorum. | Open Subtitles | لست صديقها الحميم، أريد أن أكون صديقها الحميم |
Sen de erkek arkadaşı değilsin. En azından henüz değilsin. | Open Subtitles | أنا لست والدتها , و أنت لست صديقها الحميم ليس بعد , على أي حال |
Kabul etmeliyim ki seni kıskanıyorum. erkek arkadaşı gibi davranıyorsun, öyle mi? | Open Subtitles | إنني أغبطك، إذ أنك تلعب دور صديقها الحميم |
Yani, benimle çıkmasının tek nedeni erkek arkadaşına kızmasıydı. | Open Subtitles | أعني, سببها الوحيد الذي جعلها تخرج معي, هو أنها كانت تريد أن تُغضب صديقها الحميم |
Belkide birini koruyor, belkide erkek arkadaşını, | Open Subtitles | انها تغطي شخص ربما يكون صديقها الحميم |
Bana son erkek arkadaşının Asya'lı olduğunu söylemişti. | Open Subtitles | أخبرتني أن صديقها الحميم الأسبق كان آسيوياً |
Artık Sevgilisi değilim. Artık Sevgilisi olmayabilirsin ama halen ona değer veriyorsundur. | Open Subtitles | ربما أنت لست صديقها الحميم ولكن أنت تهتم لأمرها. |
Oh, üzgünüm, şu an hastanede sevgilisiyle beraber. | Open Subtitles | . أوه أعتذر ، إنها في المشفى مع صديقها الحميم |
Sevgilisiyim. | Open Subtitles | أنا صديقها الحميم |
Sence erkek arkadaşı olmasaydın fikrini sorar mıydı? | Open Subtitles | هل تظنها حقاً كانت ستقوم بسؤالكَ لو لم تكن صديقها الحميم ؟ |
biliyorsun onun erkek arkadaşı olsaydım onu burada takip ediyor olurdum. | Open Subtitles | أتعلم , لو كنت أنا صديقها الحميم كنت لأتبعها إلى مكان تغير ملابسها |
Ben erkek arkadaşı Paul'um. | Open Subtitles | في حالة أنكم لم تفهموا ذلك أنا صديقها الحميم بول |
Ve sanırım erkek arkadaşı onu terk etmiş. Dört kişi için hazır değiliz. | Open Subtitles | .وأعتقد بأن صديقها الحميم قد تركها بسرعة، لم نضع مقعد رابع |
Dün erkek arkadaşı da başka birinin olduğunu ve onları kendisinin çekmediğini söyledi. | Open Subtitles | البّارحة صديقها الحميم قال أن هناك شخصًا ما قام بإلتقاطها |
Maalesef, Jan belirgin bir şekilde beni erkek arkadaşı olarak düşünmedi. | Open Subtitles | مع ذلك , من الواضح بأن " جان " لم تعتبرني أن أكون صديقها الحميم |
erkek arkadaşı seninle konuştuğunu biliyor mu? | Open Subtitles | وهل يعرف صديقها الحميم أنك تتكلم معها؟ |
erkek arkadaşı, Ve bir şey daha.... | Open Subtitles | صديقها الحميم وأيضاً هناك شيء آخر |
Ve ben de neler olduğunu anlamak için Noreen'i aradım ve yanlışlıkla erkek arkadaşına yakaladım bilirsiniz.... | Open Subtitles | ولذلك اتصلت بها لأعرف حقيقة الأمر، وبالصدفة أجاب صديقها الحميم وهو لديه... أنت تعرف... |
erkek arkadaşına göre 3 ay önce geri gelmişler. | Open Subtitles | قال صديقها الحميم أنهنا عادا منذ 3 أشهر |
Evet, o kadar sarhoştu ki erkek arkadaşını öpüyor sandı. | Open Subtitles | و اعتَقَدَتْ أنها تقبِّل صديقها الحميم |
Sen erkek arkadaşının gizemli olduğunu, ve garip inanışları olduğunu söylememişmiydin? | Open Subtitles | ألم تقول أن صديقها الحميم كان يمارس الطقوس السحريه ، و الإعتقادات الغريبة؟ |
Hey, bayan, yardım lazımmı? Sevgilisi olmakla itham edilmesini istemediğiniz sürece oraya gitmem. | Open Subtitles | .أنا لن أذهب إلي هناك إلا إذا كُنتِ تريدِ أن يتم إتهامك بكونك صديقها الحميم |
Alex sen gittiğinden beri sevgilisiyle Skype'ta yazışıyor. | Open Subtitles | (أليكس) كانت تراسل صديقها الحميم منذ خروجك |
Sevgilisiyim. Merhaba. | Open Subtitles | صديقها الحميم , مرحباً |
Şey aslına bakarsan onun erkek arkadaşıyım. | Open Subtitles | حسناً,حقاً إذا كان لا بد أن تعرف فأنا صديقها الحميم |
Çünkü bu daha ucuzdu, tutkusundan çok öfkesini gösteren erkek arkadaşıyla beraber yaşıyordu. | TED | لأنه كان أقل تكلفة، لقد كانت تعيش مع صديقها الحميم الذي كان غضبه أكبر من طموحه. |