En yakın arkadaşımın benimle birlikte olmasını ve benimle konuşmasını istemiştim. | Open Subtitles | أردت أفضل صديق لي أن تكون معي والتحدث حول هذا الموضوع. |
O benim arkadaşım, bana yardım ediyor! Arkadaşlarıma bunu yapamazsın. | Open Subtitles | انه صديق لي يحاول مساعدتي لا يمكنك ان تفعل ذلك بصديقي |
ve bir arkadaşımı gördüm aynı anda hem İsa hem de Judastı. | Open Subtitles | و رأيت صديق لي كان المسيح و كان يهوذا ايضا |
İkincisi, Profesör James Davvson benim arkadaşımdı. | Open Subtitles | الثانية، الأستاذ جيمس دوسن كَانَ صديق لي. |
Birkaç ay önce Tokyo'da bir arkadaşımla alışverişteydim. | TED | منذ عدة أشهر، كنت أقوم بالتسوق في طوكيو مع صديق لي. |
Her zaman bir arkadaşım kalbinin sesini dinlediğinde mutlu olurum. | Open Subtitles | أنا دائماً سعيد بأن أرى صديق لي يتبع أمنية قلبه |
George, sen benim dünyadaki en iyi arkadaşımsın! | Open Subtitles | انها كبيرة. جورج، أنت أفضل صديق لي في العالم |
Ben onun karşısında kaybettim ama yine de en iyi dostum oldu. | Open Subtitles | أنا خسرت ضده ، و لكنه لا يزال يعتبر أفضل صديق لي |
Bir arkadaşımın çok hoş bir fırtına sığınağı var ilgilenen olursa yani. | Open Subtitles | لدى صديق لي ملجأ جميل جداً للعواصف، إن كان أحد مهتماً بذلك |
Son iki günce akıl hocamı teşhis etmek zorunda kaldım, arkadaşımın hapse girmesini izledim, takım arkadaşım sokakta vuruldu. | Open Subtitles | في اليومين الماضيين، لقد كان لمعرف معلمه، رؤية صديق لي يساقوا إلى السجن، مشاهدة زميله الجديد يقتل في زقاق. |
Benim bir arkadaşımın, daha doğrusu iş arkadaşımın orada bir evi var, mutlaka oraya gidip görmemi istiyor. | Open Subtitles | حسناً , صديق لي شريك في العمل يملك منزلا هناك وعمليا اجبرني على استخدامه |
O benim arkadaşım, bana yardım ediyor! Arkadaşlarıma bunu yapamazsın. | Open Subtitles | انه صديق لي يحاول مساعدتي لا يمكنك ان تفعل ذلك بصديقي |
Pekala, övünmüyorum ama ben oyun kurucuyken benim arkadaşım Westmonte'un da arkadaşıydı. | Open Subtitles | حسناً ، أنا لا أتبجح ، ولن عندما كنت لاعب رئيسي صديق لي كان صديق ويسمونت |
Doktorlar bir arkadaşımı, ne yaptıklarını anladı diye öldürdü. | Open Subtitles | هؤلاء الأطباء قتلوا صديق لي لأنها كانت على إليهم. |
bir arkadaşımı yalanlıyordunuz. | Open Subtitles | أنت كُنْتَ تَكْذبُ تحت اليمين حول صديق لي. |
Hem kız arkadaşım, hem de en iyi arkadaşımdı. | Open Subtitles | كانت رفيقتي ، وليس هذا وحسب ، كانت أفضل صديق لي. |
Chris Turk en iyi dostum, lisede oda arkadaşımdı, aynı okulda okuduk. | Open Subtitles | كرس ترك هو افضل صديق لي لقد تزاملنا في الكليه وفي مدرسة الطب |
Sizi memleketim Texas'tan gelen genç bir arkadaşımla tanıştırmak istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أقدم لكم . . شاب صديق لي من ولاية بيتي الخاصة لتكساس. |
Hırsızlık hakkında bir şeyler yazıyorum. İnsanların evine giren bir arkadaşımla ilgili. | Open Subtitles | أكتب عن السرقات، عن صديق لي يقتحم بيوت الناس |
Hayır, o sadece geçici olarak benimle kalan bir arkadaşım. | Open Subtitles | كلا، إن الأمر بسبب صديق لي يُقيم معي بشكل مؤقت |
Sen en iyi arkadaşımsın! Tüm kızlar ve erkekler Ses yapıyor burada herkesler Haydi göster bize kendini | Open Subtitles | انت افضل صديق لي كل شيئ سريع من حولي انا سكران الان |
Timsah deliğinde balığa çıkacağız. dostum, benim güzel arkadaşım. | Open Subtitles | سوف نصطاد في حفره التماسيح يا رفيقي, صديق لي |
Ama Arkadaşlarımdan biri balistikteki faks makinasının hafıza dökümünü aldı. | Open Subtitles | لكن صديق لي حصل على تقرير الذاكرةِ لجهازِ الفاكس الباليستي. |
St. Clair'in arkadaşı benim arkadaşımdır. | Open Subtitles | أي صديق لسنكلير هو صديق لي |
Senin erkek arkadaşın, benim en yakın dostumdu, tamam mı? | Open Subtitles | صديقك الحميم كان أيضا أفضل صديق لي ، حسنا؟ |
Ben de revirde çalışan bir arkadaşımdan seni kontrol etmesini istedim. | Open Subtitles | لذلك طلبت من صديق لي يعمل في العيادة أن يطمئن عليك |
Asıl heyecanlı olan şey 1976'daydı Birdenbire insan gücüyle çalışan uçaklarla ilgilenmeye başladım, çünkü bir arkadaşıma $100,000 dolar borçlanmıştım. Bankadan borç aldım. | TED | وكان الحدث المثير في سنة 1976 ، عندما أصبحت فجأة مهتما بالطيران بواسطة القوى البشرية لأنني أقرضت صديق لي مبلغ 100,000 دولارا أقصد أنني كنت الضامن له لدى البنك. |