"صريحه" - ترجمة من عربي إلى تركي

• dürüst
• dürüstsün
• dürüstçe

Ama size dürüst olacağım; eğer bir zaman makinem olsaydı, tarihin bu noktasında dolaşmak istemezdim.
ولكنني سأكون صريحه معكم: إن كانت لدي آلة زمن، فلن أبقى في هذه المرحلة من التاريخ.

Benle ilgili kötü şeylerle başa çıkmamı istediğinizi biliyorum, ama dürüst olacağım.
أنا أعلم أنك تريدنى أن أقول أن هناك شىء خطأ بى ولكنى سأكون صريحه معك لقد جئت الى هنا

dürüst olmak gerekirse, kızlar, geçen günün şokunu hâlâ yaşıyorum.
كى اكون صريحه معكم لا زلت فى صدمه من هذا اليوم

Çok dürüstsün. Sanırım senin bu yanını seviyorum. Berbat.
انتى صريحه جدا ده الى عجبى فيكى

Soruya dürüstçe yanıt verdiğin için.
لأعطائك اجابة صريحه لسؤال كهذا

Aslında, dürüst olmak gerekirse, ben bunu tüm yıl bekledim. Yani,iki bekar kız...
في الواقع , لأكون صريحه تماماً اتطلع لذلك

Ona karşı dürüst olmazsan senin hatalarından nasıl ders alabileceğini bilmek istiyor.
كيف سيتعلّم من أخطائك السابقه إذا لم تكونى صريحه معه

Sana karşı dürüst olabilir miyim? İlk tavsiyem; şu yüzükten kurtulmalısın.
هل يمكنني ان اكون صريحه ،، نصيحة صغيرة ، عليك التخلص من الخاتم

Carrie, seninle konuşmak istiyorum. dürüst olmalısın.
كارى اريد محادثتك, و اريد ان تكونى صريحه

Açıkçası, bunu bu odanın dışında söylemezdim ama dürüst olmamı istediniz.
بالطبع , لن اقول هذا الكلام خارج هذه الغرفه لكن , حسنا انتم تريدون منى ان اكون صريحه

Şu an nasıl hissettiğini anlat bana..., ama dürüst ol.
قولي لي ماذا تشعرين الآن ولكن كوني صريحه

Ama dürüst olmak gerekirse sana eşek şakası yapmak için ona verdim çünkü senin için yerin dibine gireceğin bir şey olur diye düşündüm.
لكن , لأكون صريحه , انا نوعاً ما اعطيته له كنوع من المقلب لاني ظننت انه سيكون شيء محرج للغايه بالنسبه لك

Hayır, ben gördüğü şeyi rapor edecek olan dürüst bir haberciyim.
لا، أنا صحفية صريحه والتي ستقدم تقريراً لما شهدته

dürüst olacağım, Son üç randevuyu kaçırdım, ve bu pek de iyi olmadı.
سأكون صريحه , لقد فوت اّخر ثلاث مواعيد وهذا ليس جيد

dürüst olmam gerekirse çok daha iyi özürler duydum.
لأكون صريحه ، سمعت إعتذاراً أفضل من هذا

Lütfen, bize dürüst olun.
رجاءً نريدك ان تكوني صريحه معنا فقط

Tamam, dürüst olacağım, bütün neden Ben'in hasta olması değil.
حسناً , لاكون صريحه مرض (بن) ليس هو السبب كله

Annem öldükten sonra sana karşı yeterince dürüst olmadım.
انا لم أكن صريحه معك بعد ان ماتت امى

Çok dürüstsün, Clarice.
انك صريحه جدا كلاريس

Çok dürüstsün.
أنتِ صريحه جداً