İskoçya'nın taşrasında küçük bir köydük, ama 20 insanımızı kaybetmiştik. | Open Subtitles | نحن قريه صغيره فى البرارى الاسكتلنديه ولكننا خسرنا عشرون رجلاً |
Tarih kitaplarında yazmaz. küçük bir muharebedir. | Open Subtitles | . لم يرد ذكرها فى اى من كتب التاريخ مجرد معركه صغيره فى الحرب |
Benim beynim, onun kılıcı ve senin gücün 60 adama karşı, ve küçük bir kafa sallantısı beni mutlu edecek, öyle mi? | Open Subtitles | سيفه و قوتك فى مواجهة 60 رجلا و تعتقد أن رجرجه صغيره فى رأسى يفترض أن تجعلنى سعيدا ؟ |
Göğsünde küçük bir bomba, geçitten geç ve boom! | Open Subtitles | قنبله صغيره فى الصدر .. نعبر من البوابه بووووووووووووووووم |
Bazen de Springfield'deki küçük bir radyo kanalında çalan 40 ve 50'li yıllara ait müzikler dinliyorduk. | Open Subtitles | وأحيانا يستمع الى موسيقى تأتى من محطه راديو صغيره فى سبرنجفيلد تعزف موسيقى صاخبه من الأربعينات و الخمسينات |
Korkunç bir kaza geçirmiş küçük bir kız olsan ve sonra da çok sevdiğin oyuncak ayından ayrı yaşamak zorunda kalsan, nasıl hissederdin kendini? | Open Subtitles | كيف ستشعر اذا كنت فتاه صغيره فى تحطم رهيب ثم كان عليك أن تحيا |
Park ile 91. cadde köşesinde küçük bir dairem vardı. | Open Subtitles | كان لدى غرفه صغيره فى الشارع 91 |
Kartınızda küçük bir sorun var sanırım. | Open Subtitles | يبدو ان هناك مشكله صغيره فى بطاقتك |
Yalnızca Panama'da küçük bir alanda yaşayan altın kurbağa bu hastalık neredeyse sınırlarına kadar dayandığından özellikle tehlike altındaydı. | Open Subtitles | الضفـدع الـذهـبى الذى يعيش فقط فى منطقة صغيره فى بنـما أصبح بشكل خاص فى خطر لأن المرض على حدود المنطقه الصغيره التى يعيش فيها |
Boğazında küçük bir berelenme vardı. | Open Subtitles | لديها حكه صغيره فى حلقها. |
- Laboratuarda küçük bir sorun çıktı. | Open Subtitles | لدينا مشكله صغيره فى المختير |