Kara borsada yaptığı anlaşmalar o kadar şaibeli ki bazı hükümetler onu kara listeye aldı. | Open Subtitles | صفقاته في السوق السوداء هي ظليلة جدا فقد هبطوه في قائمة ضربات حكومية معينة. |
Flynn'le yaptığı anlaşmalar esnasında Rodman's Neck'te milyonlarca dolar değerinde silah olduğunu öğrendi ve çalmaya karar verdi. | Open Subtitles | لا بد أنه وجد من خلاله صفقاته مع (فليين) أنه كان يوجد الملايين من الدولارات تساوى من الأسلحة Rodman's Neck) في) و قرر سرقتها, |
Flynn'le yaptığı anlaşmalar esnasında Rodman's Neck'te milyonlarca dolar değerinde silah olduğunu öğrendi ve çalmaya karar verdi. | Open Subtitles | لا بد أنه وجد من خلاله صفقاته مع (فليين) أنه كان يوجد الملايين من الدولارات تساوى من الأسلحة Rodman's Neck) في) و قرر سرقتها, |
Amin'in, vergi kaçırmak ve üretim anlaşmalarını gözden geçirmek için dünyadaki karını hesaplaması lazım. | Open Subtitles | إنه يفهم،أرمان يريد أن يصنع عرض رخيص للصور على الشاشة ليرى إذا كان بإمكانه التهرب من الضرائب من خلال مردود صفقاته |
Briggs'i davadan aldıklarında Caza ile olan bütün anlaşmalarını kaybetmiş oldu. | Open Subtitles | لماذا؟ "عندما سحبوا "بريجز خارج القضية كان بالإمكان ان يخسر "جميع صفقاته مع الـ"كازا |
Ortakları, hisse işlemlerinin kontrolden çıktığını belki de yasa dışı hale geldiğini düşünmüşler. | Open Subtitles | اعتقد الشركاء أنّ صفقاته تخطت الحدود وربما غير مشروعة |
Saksağan bütün işlemlerinin kayıtlarını tutmuş, değil mi? | Open Subtitles | حسنًا، فـ"العقعق" احتفظ بتسجيلات من كل صفقاته التجارية، صحيح؟ |