Kimsenin konuşmasına izin verilmiyordu. tamamen sessizlik hakimdi. | Open Subtitles | حيث لا يسمح لأحد بالتكلم على الاطلاق صمت تام |
Bana dokunmaya başladı ve ben de çıldırdım sonra bütün gece tamamen sessizlik içinde yan yana yattık. | Open Subtitles | وبعدها استلقينا فقط بجانب بعضنا البعض في صمت تام لبقية الليل |
kısa bir meditasyon yapacağız ve tamamen sessizlik içinde vasıfsız işler yaparak sığınağımızı bulacağız. | Open Subtitles | ومن ثم سيكون لدينا تأمل قصير ومن ثم سنجد ملاذاً في أشتراك مهام وضيعة كل ذلك في صمت تام |
Onlar orada o çivide asılı dururlar, hiç kimse onlara dokunmaz, ama bir gün bir noktada... tamamen sessizliğin içinde, birden yere düşerler. | Open Subtitles | إنهم معلقون هناك على ذلك المسمار ولم يلمسهم أحد ولكن عند نقطة معينة يسقطون فى صمت تام |
- Hayır. - Aynen, sessizliğin böylesi. | Open Subtitles | ـ لا ـ بالضبط إنه صمت تام |
"Sığınak tamamen çökmüştü, mutlak bir sessizlik hakimdi." | Open Subtitles | إنهار المخبأ كليا كان هناك صمت تام |