Onu yaptım 65 yıl önce, bu restorantda vurulmadan seni kurtarması için. | Open Subtitles | صنعتها لتنقذنى، تنقذك قبل 65 عام من تبادل أطلاق النار فى المطعم |
Beni yansıtmıyor. Lanet sosunun kaç farklı versiyonunu yaptım biliyor musun? | Open Subtitles | هل تعرف كم عدد الإصدارات من صلصلتك اللعينة قد صنعتها ؟ |
Tıpkı annemin ve kızkardeşimin saçları gibi, örgüler yaptım. | Open Subtitles | صنعتُ ضفائر، مثل التي صنعتها أمي في شعر أختي. |
Bu tatlıdan ye, annem yaptı. Çok lezzetli | Open Subtitles | تناول هذه الفطيرة التي صنعتها أمّي، إنها قلب نخلة وهي لذيذة |
Kolyeyi çok sevdim. Sen yaptın, değil mi? | Open Subtitles | أحبُ القلادةَ حقاً أنتِ صنعتها ، أليسَ كذلكَ؟ |
Annenin senin için yaptığı iğrenç banyo paspasını paketledin mi? | Open Subtitles | هل أحضرت سجادة الحمام البشعة التي صنعتها لكِ أمكِ ؟ |
Onun için yaptığın şu düdüğe çok memnun oldu. | Open Subtitles | إنه فرحاً للغاية بالصافرة التي صنعتها له |
Nasıl olmuştu bilmem ama plastik bir çöp kovasında yapmıştım. | Open Subtitles | حسناً, لا اعرف كيف. لقد صنعتها في علبة قمامة بلاستيكية |
Tek tek ve halka halka yaptım bunu hayattayken. | Open Subtitles | صنعتها حلقةً تلو الأُخرى و ياردةً ياردة عندما كنت على الأرض |
Ne de olsa bunu ben yaptım. | Open Subtitles | أعني أنه في نهاية الأمر أنا الذي صنعتها. |
Bunu sizin için yaptım. Gül ağacından. | Open Subtitles | صنعتها من أجلك، من خشب الورد قلت لنفسي، ستبدو أجمل هكذا حين تعرضها |
Bunu okulda senin için yaptım. Gerçekten çok zor oldu. | Open Subtitles | صنعتها لك بالمدرسة لقد كانت صعبة جداً جداً |
İlginç birşey yaptım ve ona "İstemene gerek yok" adını verdim. | Open Subtitles | لقد صنعتها, وأخترت إسماً جيداً لها إنها تُدعى "لا داعٍ للطلب" |
Onu böyle yaptım çünkü belki bu sayede savaşta kaybettiğimiz çocuklar kalkıp eve dönebilirler. | Open Subtitles | لقد صنعتها كذلك لكي ربما الشباب الذين فقدناهم في الحرب |
Evet yaptım. Turuncu elbiselerinizle baban ve sen çok uyumlu olacaksınız. | Open Subtitles | لا لقد صنعتها والأن أنت وأبوك سوف تحصلون على ثياب برتقالية جميله |
o kapıları hükümet yaptı bi tekmeyle yada bir rüşvetle açılır. | Open Subtitles | .. الأبواب التي صنعتها الحكومة تفتح إما بالركلة أو الرشوة |
Tabiki kendin yaptın... ..çünkü kurallarda var kendi uçağınızı yapacaksınız diyor. | Open Subtitles | بالطبع صنعتها بنفسك لأنها من ضمن القوانين بأنه عليك طي طائرتك الشخصية |
Sonra yaptığı kulakları laboratuvara götürdüm. | TED | لذا، أخذتُ الآذان التي صنعتها إلى المختبر. |
Johnny Walker için yaptığın örnekleri gördüm. Harikaydı. | Open Subtitles | لقد شاهدت النماذج التي صنعتها لجونى والكر انها رائعة |
Altmış sene önce yapmıştım bu kolyeyi hayatımın aşkı için. Kana için.. | Open Subtitles | لقد صنعتها قبل ستة عشر سنة، لحب حياتي، كانا |
Benim bir yanım daha var: Carrie Dragshaw, Instagram'da yarattığım bir karakter. | TED | ولكن هناك جانب آخر لي: كاري دراجشو الشخصية التي صنعتها في الانستجرام |
Senin için hazırladığım CD'leri vermek istemiştim. | Open Subtitles | إلي أين تذهبين؟ أردت أعطاك الأسطوانة التي صنعتها لكِ |
Doğrusu ben bile bilmiyorum. Çok acele hazırladım. | Open Subtitles | انا شخصيا لا اعرف,فقد صنعتها على عجل. |
yapmış olduğu sandviçler birbirlerine benziyor muydu? | Open Subtitles | وهذه الشطائر التى صنعتها هل كانت متشابهه؟ |
Stanley, sence Kantmiss yarattığı çılgınlığın farkında mıdır? | Open Subtitles | ستانلي هل أحسست بأن كانتميس واعية لحالة الجنان التي صنعتها ؟ |
Benim kadim kılıcım senin yarattığın teknolojinin üstesinden gelmekte yetersiz kalıyor. | Open Subtitles | شفرة سيفي القديم لاتستطيع خرق التكنولوجيا الحديثة التي صنعتها |
Hatırlıyormusunuz, ah, lastik el kalıbını kendi elinizden yaptığınız? | Open Subtitles | أتتذكر قالب اليد المطاطية التى صنعتها على يدك؟ |
Bunlar İtalya'daki bir gösteri için yaptığım bir dizi ışık kutusu. | TED | كانت هذه مجموعة من الصناديق المضيئة التي صنعتها لمعرض في ايطاليا. |
Ting için ördüm. | Open Subtitles | لقد صنعتها لأي باي تيم حينما يتم تنصيبه ككاهن |