Bunları sponsorluğum sona ermeden önceki üç buçuk yıl için yaptılar. | Open Subtitles | لقد صنعوها في ثلاث سنوات ونصف قبل أن ينهوا كفالتي لها |
Sizce fotoğrafımıza bakıp mı yaptılar yoksa biz mi poz verdik? | Open Subtitles | أتعتقد بأنّهم صنعوها من صورة أو أتعتقد أننا إتخذنا تلك الوضعيه؟ |
Öğrencilerim yaptılar, şimdi bize yemek düşer. | Open Subtitles | أولادي صنعوها, ليس هذا يعني بأنه يجب أن تأكلها |
İnsanlar oraya yeni Yaptıkları ıvır zıvırı göstermeye giderdi. | Open Subtitles | والناس يذهبون هناك ليظهروا الأشياء التي صنعوها |
Yaptıkları makineyi zayıflatmak için içiyorum. | Open Subtitles | أحتسي الخمر لأضعف ماكينة القتل التي صنعوها فيّ. |
Uçağı sadece buradan havalandırmamışlar burada yapmışlar. | Open Subtitles | إنَّهم لم يطلقوها من هنا فحسب بل إنَّهم قد صنعوها هنا |
Aslında astronotlar için yapmışlar. | Open Subtitles | لقد صنعوها فى البداية لرواد الفضاء |
Onu kendileri yaptılar. | Open Subtitles | لقد صنعوها بأنفسهم. |
- Nasıl bu kadar çabuk yaptılar acaba? | Open Subtitles | كيف صنعوها بهذه السرعة؟ |
- Onları benim için yaptılar. | Open Subtitles | -لقد صنعوها لأجلي |
Yani Yaptıkları kod | Open Subtitles | حسن، إذاً الشيفرة التي صنعوها تجعل الكائنات الصناعية واعية |
- Yaptıkları modellere ve haçlara bak. | Open Subtitles | مهلاً، تفقد النماذج والصلبان التي صنعوها. |
Risk almalıyız böylece Yaptıkları fedakârlıklar beyhude olmasın. | Open Subtitles | علينا أن نتقبل المخاطر لذلك التضحيات التي صنعوها لن تذهب سدى |
Teknoloji öğretmenleriyle Yaptıkları zaman kapsülünü gömmek için Heykel Bahçesi'ne gittiler. | Open Subtitles | إنهم الأطفال إنهم في حديقة النحت ليدفنوا الكبسولة الزمنية هذه التي صنعوها مع معلمهم التقني |
Yaptıkları kod sentetiklere bilinç kazandırıyor. | Open Subtitles | الشيفرة التي صنعوها تولد الوعي لدى الآليين |
Madem senin için yapmışlar giymek zorundasın. | Open Subtitles | هم صنعوها خصيصاً لك وعليك ارتدائها . . |
Holly ile arkadaşı yapmışlar. Muhteşem. | Open Subtitles | أنها رائعة (هولي) وصديقتها صنعوها |
- İkinci yıIda yapmışlar. | Open Subtitles | - السنة الثانية التي صنعوها بها . |