ve bizimle fotoğraf çektirdiler. Çoğu müşterilere ağır televizyon setleri getirmek için arkaya | TED | والتقطوا صورا معنا. واخترع العديد منهم نكتا حول محاولتهم جلبنا للخلف |
Ve sonrasında orada takılır, kitap imzalar ya da öğrencilerle fotoğraf çekilirim. | TED | وأحيانا أبقى بعد الانتهاء فأوقع الكتب وألتقط صورا مع الطلبة. |
Ölmüş insanların fotoğraflarını çekip internete koyan her deliden ilham alırım. | Open Subtitles | تلهمني أي الجوز التي يأخذ صورا من القتلى ويضعها على الانترنت. |
Geceleyin şehrin resimlerini çekiyoruz ve şehir ışıklarını yıldızlar gibi inceliyoruz. | TED | نلتقط صورا ليلية للمدينة وندرس الأضواء كما نفعل مع النجوم. |
Arama kayıtları bir yere götürmedi. Ama çektiği resimler var. | Open Subtitles | تسجيلات الإتصالات لا توصل إلى أي شيء، لكنها أخذث صورا |
Thames Nehri'ndeki rıhtımlara sıra sıra yanaşan gemilerin resimleri gördün, değil mi Nathan? | Open Subtitles | لقد رأيت صورا للقوارب عند رصيف الميناء. بجوار نهر التايمز أليس كذلك، ناثان؟ |
Tüm şoförlerin fotoğrafını çekmesini söyle, böylece kim olduklarını biliriz. | Open Subtitles | قل له يأخذ صورا لكل السائقين لكي نعرف من هم |
Kendimi korkunç şeylerin resmini çeken ama düzeltmek için müdahale etmeyen bir savaş fotoğrafçısı gibi hissettim. | TED | شعرت كما لو أني مصور حرب الذي يلتقط صورا لاحداث مريعة، و لكن لا يتدخلون من جهتهم |
Ve fotoğrafçının mahkemeye sunulmak üzere fotoğraf çekmesine izin veren. | Open Subtitles | وان تسمح للمصور بان ياخذ صورا ايضا لتستخدم كدليل فى محاكمه الناس لينج |
Bay B, geleceğin resmini çeken bir fotoğraf makinesi icat edecek ve bunu sadece bizim dairemize bakmak için mi kullanacak? | Open Subtitles | السيد بي اخترع كاميرا تلتقط صورا للمستقبل واستخدمها فقط ليصور شقتنا؟ |
Yatak odasında bende fotoğraf çektirebilirim-- | Open Subtitles | استطيع ان اكون ذلك النوع من الاشخاص الذين يلتقطون صورا مثيرة |
Kubbenin havadan fotoğraflarını çekmek için dört yol önce aldım ehliyetimi, sağlamlık takibi. | Open Subtitles | حصلت على رخصتي منذ 4 سنوات لأخذ صورا جوية للقبة ، لتتبع إستقرارها |
Bir öğretmen ya da bir çocuk size teşekkür notu yazıyor. Bazen mikroskop kullanırkenki fotoğraflarını gönderiyorlar. | TED | الأطفال يكتبون لكم كلمة شكر في بعض الأحيان يرسلون لكم صورا و هم يستعملون المجهر إنه شيء رائع |
Aslında, ilk gittiğimde gördüm ki uzanmış telefonuyla kazların fotoğraflarını çekiyordu. çimlerdeki çocukları gibi. | TED | في الحقيقة عندما قدمت اليه كان مستلقيا في الأرض مع اوزاته وهاتفه الخلوي ياخذ صورا لهن مثل الأطفال علي العشب |
Sanatı ve zanaatı terk ettiler, yerine kendi resimlerini çizip sergilediler. Tekrar ve tekrar. | TED | لقد هجروا الفنون والحرَف وبدلًا من ذلك، رسموا وعرضوا صورا لأنفسهم مرارًا وتكرارًا. |
Yaşın kemale gelmiş artık resimlerini çizmene gerek yok. | Open Subtitles | لايمكن ان تكون صغيرا. يجب ان ارسم لك صورا. |
Bana sıralamak için resimler verir ve ben resimler arasında ne olduğunu bilirim . | Open Subtitles | لقد أعطوني صورا لأصنفها .. وأنا عرفت ماحدث فيما بين تلك الصور |
Hepimiz hayvanların göbeklerinde plastikle öldüğü o resimleri gördük. | TED | كلنا رأينا صورا مدمرة لحيوانات تموت بسبب بلاستيك في معدتها |
Çünkü geçen gün temizlik yaparken yanlışlıkla senle Lindsey'in bir fotoğrafını devirdim. | Open Subtitles | ان هذا مضحك لانة عندما كنت انظف بالامس قد وجدت صورا لليندسى |
Paranızı alabilmek için size gösterilecek fotoğraflar getirdim. | Open Subtitles | حتى أننى التقط لها صورا لأريك إياها كى آخذ نقودك |
Daha sonra Arapça harfler giyen kız ve erkek fotoğrafları yayınladık. | TED | بعدها أصدرنا صورا لشباب وشابات وهم يغمرون الحرف العربي |
Yani, bugünlerde kimse fotoğrafımı çekmez. | Open Subtitles | ـ أنا تمزحين. أعني، لا أحد يأخذ صورا لي في هذه الأيام. |
Vücudunun içindeki dokuların görüntülerini yaratıyor ve resim mükemmelliğindeler. | Open Subtitles | إنه يولد صورا للأنسجة داخل جسدك إنها تبدو رائعة هل كل هذه الآلات من عالمكم ؟ |
Her seferinde yeni görüntüler ekliyorum çünkü her gösterimde yeni bilgiler ediniyorum. | TED | أضفت لها صورا جديدة لأني أتعلم عنها المزيد في كل مرة أقدم. |
Yılbaşı gecesiydi, eski sevgilim Eddie ve fransız bir herif korkunç fotoğraflarımı çekmişler. | Open Subtitles | كان ذلك ليلة رأس السنة و صديقي ادي و ذلك الرجل الفرنسي أخذ لي صورا بشعة |
ve bundan, yerleştirilmiş mikro kontrolörler dönüş çevresindeki bütün noktalardaki halkanın pozisyonunu hesaplayabilir ve rastgele resim ve animasyonlar gösterebilir. | TED | ومن هذه الإشارة ، تقوم المعالجات باستنتاج موقع الحلقة في جميع النقاط حول المحيط وتظهر صورا وتحركات |
Parçalı, geçici görüntüleri bir araya getiriyordum, bilinçli olarak ipuçlarını inceliyor, hiçbir şey görmeyene dek, dağınık dürbünün içerisinde bir mantık arıyordum. | TED | جمعت صورا مبعثرة ، صورا عابرة، حللت الدلائل بوعي بحثت عن بعض المنطق في مشهدي المتداعي حتى لم أعد أرى شيئا أبداً. |