Bu haldeyken senin fotoğrafını çekene dek bir yere kaybolma. | Open Subtitles | لا تغادري حتى أخذ صورة لكِ من ذلك النهوض |
Senin için buradayım ama bence biri de senin fotoğrafını çekmeli. | Open Subtitles | أنا هنا من أجلك, ولكني أعتقد انه يجدر بشخصٍ أخذ صورة لكِ |
Bilgisayarında senin resmin var. Bu çocuğun şartlı tahliye memuruyum. | Open Subtitles | إنه يضع صورة لكِ على حاسوبه انا ضابط تدريبه. |
Peki, bu sadece tişörtünün üstüne sütyen taktığın bir fotoğraf. | Open Subtitles | حسنا هذه فقط صورة لكِ مرتدية حمالة صدر فوق قميص |
Bu sene bana senin, çocuklarınla birlikte çekilmiş bir resmini getirdiler. | Open Subtitles | لقد أحضروا لي صورة لكِ هذه السنة، مع أطفالك |
Daha sonra sen bir yaşındayken yalnız çekilmiş bir fotoğrafını yolladı. | Open Subtitles | ومن ثم قامت بإرسال صورة لكِ وحدك عندما بلغتِ عاماً واحداً. |
Bak, bir kaç gün önce, gazetede, Kathy'le senin fotoğrafını gördüm. | Open Subtitles | اسمعي، منذ يومين، رأيت صورة لكِ ،و(كاثي) في الصحيفة |
Bu sensin, bu senin resmin. | Open Subtitles | هذه أنتِ، هُناك صورة لكِ |
- Ama senin resmin. | Open Subtitles | ولكنها صورة لكِ |
senin resmin. | Open Subtitles | إنها صورة لكِ |
Seninle birlikte bir fotoğraf çekilirsem onun için anlamı çok büyük olacaktır. | Open Subtitles | و سيعني لها الكثير إذا التقطت صورة لكِ معي |
Bu, siz milli takımdayken çekilmiş bir fotoğraf değil mi? | Open Subtitles | أليست هذه صورة لكِ عندما كنتِ عضوة بالفريق الوطني؟ |
Sonra da dolaplar çevirirken birine ödeme yaptığına tanıklık ettiğini gösteren bir fotoğraf buluyorum. | Open Subtitles | ومِن ثمّ أجد صورة لكِ وأنتِ تشهدينه يجني مُكافأة خلال إحدى إحتيالاته. هذا ليس ما كان! |
Bununla poz verirsen eğer hızlıca bir resmini çekebilir miyim? | Open Subtitles | هل تمانعين لو تضعينه، حتّى ألتقطَ صورة لكِ معه؟ |
Eğer bana bir fotoğrafını verirsen onu oraya yapıştırırım. | Open Subtitles | إن اعطيتنى صورة لكِ سأضعها لك هنا |