ويكيبيديا

    "صورًا" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • fotoğraflarını
        
    • fotoğraf
        
    • fotoğrafları
        
    • fotoğrafını
        
    • resmini
        
    • görüntüler
        
    • resimlerini
        
    • fotoğrafı
        
    • fotoğraflar
        
    • fotoğraflarımı
        
    • resimler
        
    • kaydedebiliriz
        
    Emzirmeyi destekleyen bir grubun eğitici fotoğraflarını içeren bir sayfayı almaya zorlamıştınız. Open Subtitles لقد أجبرتم مجموعة دعم لرضاعة الثّدي لرفض صفحةً كان لديها صورًا تعليميّة.
    Şimdi, Bay Lyman, South Oakley'deki dairenin fotoğraflarını siz mi çektiniz? Open Subtitles سيد لايمن، هل حصل أن التقطتَ صورًا للوحدة في أوكلي الجنوبية؟
    Ben de tuvalete gideceğim. Bizimkisi dışında her masada fotoğraf çektirdiler. Open Subtitles إلى غرفة الفتى الصغير. إلتقطوا صورًا في كل الطاولات عدا طاولات.
    Yine de, yeryüzü gözlem uydularının çoğu tam anlamıyla fotoğraf çekmiyorlar. TED ومع ذلك، فإن معظم الأقمار الصناعية لرصد الأرض لا تلتقط صورًا على الإطلاق.
    Neyse, yardımcı editörle görüşürken ona Central Park'ta çektiğim fotoğrafları da gösterdim. Open Subtitles ، على أيةِ حال عندما كنتُ مع مساعدة المحرر أريتها صورًا حقيقة من الحديقة المركزية
    Düşünün: Kaçınız bir müzeyi ziyaret ettiğinizde bir heykelin arkası dahil tüm taraflarının fotoğrafını çeker? TED فكروا بالأمر: كم منكم، عندما تزورون متحفًا، يلتقطُ صورًا لجميع أجزاء التمثال حتى الجانب الخلفي منه؟
    Benim açımdan, koltukta boş boş oturup, bilginin ona küçük bir kutuda gelmesini bekleyen birinin, hareketsizliğinin resmini yansıtıyor. TED بالنسبة لي فإنها تستحضر صورًا سلبية عن شخص يجلس بِتَرَاخٍ على أريكة منتظرًا أن تأتي المعرفة إليه في طرد أنيق صغير.
    Bunlar televizyonlarda veya ana akım medyada görebileceğiniz - görüntüler değil. Open Subtitles هذه ليست صورًا سترونها على التلفاز أو على وسائل الإعلام الرئيسيّة.
    Yani şempanzelerin isimlerini biliyorum, onların kısa videoları gördüm resimlerini gördüm. Open Subtitles ،لذا أعلم أسماءهم ،رأيت القليل من الفيديوهات لهم رأيتُ صورًا لهم
    Böylece köyün büyüğüyle konuştum, insanlar ertesi gün toplanacaklardı ve ben de onların fotoğraflarını çekip hikâyelerini kaydedecektim. TED وقمت بالتنسيق مع كبير القرية. بحيث يأتي الناس في اليوم التالي، وألتقط صورًا لهم وأسجل قصصهم.
    Son zamanlarda bazı beyaz çocuklar ve siyahi kadınlar Twitter profil fotoğraflarını ve resimlerini değiş tokuş ettiler. TED مؤخراً، تبادل بعض الشباب البيض والنساء السود شعارات تويتر أو صورًا عبر الإنترنت.
    Heykelin dijital yeniden inşaasını tamamlamak için fotoğraflarını arıyoruz. TED فوجدنا بالفعل صورًا لإكمال البناء الرقمي لهذا التمثال.
    Dünya'nın bu fotoğraflarını gördüğümde çevresel bir felaket görüyorum. TED عندما أرى صورًا لهذا من الأرض، أرى كارثة بيئية.
    İnternete fotoğraf koyuyoruz, müşteriler öyle geliyor. Open Subtitles إنك تضع صورًا لمفاتنهن على الانترنت وهكذا يجدهم الباغين؟
    İnternet sitesi için fotoğraf çekimi yapılması gerekiyormuş. Beni önerdiğini söyledi. Open Subtitles احتاج لأحد يلتقط صورًا لأجل الموقع الإلكترونيّ وقال أنّك ذكرتني.
    Birkaç gündür fotoğraf çektiğini farkettim. Open Subtitles أعرّف إنّكِ كنتِ تلتقطينْ صورًا في الأيام القليلة الماضية
    En çok fotoğraf toplayan kimse, ...onunla evlenmek için en vasıflı kişi olurdu. Open Subtitles اعتقدنا أنّ منْ تجمع صورًا أكثر ستكون أكثر شخصًا مؤهلًا للزواج به.
    Davalının bu fotoğrafları cep telefonundan sildiğine inanıyoruz. Open Subtitles لأننا واثقون أن المُدّعى عليه مسح صورًا من هاتفه
    Bu doğruysa fotoğrafları neden hâla duruyor? Open Subtitles إذا كان هذا صحيحًا لما تُبقى على صورًا لها معك
    Torunlarım aslanın fotoğrafını görmek istiyor ama bu lanet telefonların düğmelerini görebilmek ne mümkün! Open Subtitles أحفادي يريدون صورًا للأسد. لكن هذا الهاتف اللعين يصعّب علي رؤية الأزرار اللعينة.
    Polis arabasına uzanmış hâlimin resmini çektiler ve güldüler. TED أخذوا صورًا لي ممدود الذراعين فوق سيارة الشرطة، وضحكوا.
    Elektron mikroskobu, nesneleri milyon kez büyüten görüntüler yaratan elektronlar ateşler. TED الميكروسكوب الإلكتروني يقوم بإطلاق الإلكترونات التي تشكل صورًا مكبرة بما يقارب المليون مرة من حجمها الحقيقي.
    Dağın tepesinden sis dolu kanyona bakan ya da su yüzeyinin altındaki dumanın resimlerini attı. Yani, efsanevi şeylerdi. TED وأرسل لي صورًا من قمة جبل وينظر إلى أسفل الوادي المليء بالدخان، أو الدخان تحت سطح الماء، كما في الأشياء الأسطورية.
    İkisi birebir aynı değilmiş. Parmak izi kadar özelmişler. Bu yüzden sabıka fotoğrafı profilden çekiliyormuş. Open Subtitles فالآذانُ فريدةٌ من نوعها مثل بصمات الأصابع، ولهذا السبب تؤخذ صورًا للمجرمين بملفاتهم الشخصية.
    Yüzünde sivrisinekler olan çocuklar, ölü hayvanlar gibi içeriği olan fotoğraflar görürsünüz. TED ترون صورًا لأطفال يغطي الذباب وجوههم جثث لجيوانات ميتة وما إلى ذلك
    Neden ben uyurken fotoğraflarımı çekip Karanlık Ordu'ya gönderiyorsun? Open Subtitles لماذا بحق اللعنة ترسل صورًا لي و أنا نائمة إلى جيش الظلام؟
    Çok büyük, detaylı resimler yapıyorum, yani insanları böyle çiziyorum. TED أرسم صورًا رمزيّة كبيرة، مما يعني أنني أرسم أناسًا. كهذه.
    Ekranın alt iç kısmında bir hologram kaydedebilirsek düzenekten çıkan her bilyenin pozisyon ve açısını kaydedebiliriz. TED لو سجلنا صورًا ثلاثية الأبعاد في القاع داخل الشاشة، سنسجل الموقع والزاوية لكل كرة رخامية تخرج من المتاهة.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد