Benimle çok az, ama gücünü sağlamlaştırmayla çok alakası var. | Open Subtitles | علاقتي بالأمر ضئيلة جداً وتتعلق بتوطيد سلطته |
Ama Faiza aslında bu fark etmemiş. Çünkü okullarda cinsellik eğitimi çok az ve aile içi iletişim neredeyse hiç yok. | TED | ولكن فايزة لم تكن تدرك ذلك , لأن الثقافة الجنسية في المدرسة ضئيلة جداً , والتواصل الأسري قليل أيضاً . |
Mr. Spock, Star Trek II'nin sonunda Enterprise uzay gemisini kurtarmak için kendini feda ettiğinde Kaptan Kirk ve asıl ekibi Spock'ı bulmak için evrende ava çıkmaya kararlılardı, üstelik onu yaşıyor olarak bulma ihtimalleri çok az olmasına rağmen. | TED | بعد أن ضحى السيد سبوك بنفسه لإنقاذ المركبة الفضائية في نهاية الجزء الثاني من Star Trek، كان الكابتن كيرك وفريقه الأساسي مصممون على المضي في الفضاء للبحث عن سبوك، بالرغم أنهم يرون أن فرصتهم ضئيلة جداً في العثور عليه حياً. |
Dr. Blackwell, kısır olma ihtimalinin çok düşük olduğunu söyledi. | Open Subtitles | ماذا اذا كنت لا استطيع دكتور بلاكويل قال بان نسبة العقم ضئيلة جداً |
-Evlat, başarı şansı çok düşük. -Git hadi. | Open Subtitles | بني فرصة النجاح ضئيلة جداً - فقط أفعلها - |
Muhtemelen ama yüzümü bilme olasılıkları oldukça düşük. | Open Subtitles | من الممكن لكن كما تعلمين، أن .أحتمالات أن يعرفون وجهي ضئيلة جداً |
Ayrıca, mantıklı bir bakış açısıyla işlerin daha da kötüye gitme olasılığı oldukça düşük. | Open Subtitles | بالإضافة، من وجهة نظر منطقيّة، إحتمالات إزدياد الأمور سوءاً ضئيلة جداً. |
Bizim şansımız çok az . | Open Subtitles | فرصتنا ضئيلة جداً. |
Evet Wolf'u tekrar görme ihtimali çok az olsa da beni heyecanlandırıyor. | Open Subtitles | أجل! إنها أمكانية ضئيلة جداً لرؤية (ولف) يحمسني مُجدداً. |
Bundan emin misiniz? İksirden çok az kaldı. | Open Subtitles | -هناك جرعة ضئيلة جداً . |
Kararsız bir solucan deliğinde hayatta kalmak çok düşük bir ihtimal. | Open Subtitles | ستكون فرصة الناجة ضئيلة جداً عبر ثقب دودي غير مستقر -النيران لتكون جيدة. |
Kızınız çok düşük bir risk alacak. | Open Subtitles | المخاطر المعرضة لها إبنتك ضئيلة جداً |